| Onu tanıyorsunuz işte. Bana kefil olacaktır. | Open Subtitles | أوه , هذا ما أحتاجه بالفعل سيكون هو الضامن لى |
| Ekip arkadaşlarından biri öldürülüp diğeri de sana kefil olmazsa ne olur? | Open Subtitles | ماذا يحدث عندما عضو في الفريق قتل والآخرون لن يشهدوا بالنسبة لك؟ |
| İnsan Hakları Kararnamesi'ni çiğnerseniz yenilikçi olduğunuz konusunda size kefil olmam, Bay Başkan. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أشهد لك ،كمصلح يا سيدي الرئيس إن كنت تنتهك حقوق الإنسان |
| Dünya ne hâle geldi? Kaçakçılar, kralların onuruna kefil oluyorlar? | Open Subtitles | مالذي سيؤول له العالم عندما يشهد المهربين على ولاء الملوك |
| Ona kefil olursam, onun yüzünden öldürülebilirim. | Open Subtitles | - إذا كفلت الرجل قد أكون ميت - وهو أيضأ |
| Ona kefil olabilirim. | Open Subtitles | راتبه، تأمينه، يمكنني أن أضمنه بنفسي |
| Ragnar'a ve emrindeki tüm adamlara kefil olur musun? | Open Subtitles | هل يمكن أن تضمن راجنار؟ وجميع الرجال الذي تحت رايته؟ |
| kefil mi? Altı kilo kokaine de kefil olur musun? | Open Subtitles | تريد ان تضمنه ، فى 6 كيلو من الكوكايين ؟ |
| Buradasın. Benim için kefil olabilir. | Open Subtitles | أوه , هذا ما أحتاجه بالفعل سيكون هو الضامن لى |
| Bana bir söz verin bayan, sizin çevreniz için kefil olacağım. | Open Subtitles | أريدك أن تعديني بشيء واحد لقد كنت الضامن لوجودك الحالي |
| Yerine gelen pilota kefil olur musun? | Open Subtitles | الطيار الذي جاء بدلا الخاص بك، فإنك يشهدوا له؟ |
| - Bana kefil olmaları için bütün eski sevgililerimi aradım ama hepsi bana karşı çıktı. | Open Subtitles | رفقائي السابقين ليأتوا و يشهدوا لي و كلهم يتجاهلوني |
| Buna kefil olurum. Berbattır. | Open Subtitles | أجل ، أستطيع أن أشهد على ذلك إنّه رهيب بذلك |
| Söyleyene ve söylediği şeyin doğruluğuna kefil olabilirim, beyler. | Open Subtitles | أستطيع أن أشهد على نزاهة الراوي والحكاية , أيها السادة |
| Bana kefil olmasını isterdim fakat kendisiyle konuşmuyorum. | Open Subtitles | لكنت طلبت منه أن يشهد لكنني لست أتكلم إليه |
| Kız arkadaşı kefil oldu. | Open Subtitles | الصديقة كفلت له. |
| Ona kefil olabilirim. | Open Subtitles | راتبه، تأمينه، يمكنني أن أضمنه بنفسي |
| Ragnar'a ve emrindeki tüm adamlara kefil olur musun? | Open Subtitles | هل يمكن أن تضمن راجنار؟ وجميع الرجال الذي تحت رايته؟ |
| Bütün bu aptal... Danny, ona kefil olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | من بين كل الأغبياء لقد قلت أنك تضمنه يا داني |
| Jessica sana kefil olduğuna göre ben yolumda devam edip bana söylediklerine inanacağım. | Open Subtitles | منذ ان ساندتك جيسيكا ساتقدم و ساصدق كل ما تقوله لي الان |
| Gidin ve ona sizin için bir kefil bulmasını söyleyin. | Open Subtitles | اذهبى لتخبريه ان يجد لكى كفيل. اسرعى باركك الله |
| Adama kefil olamam, tek kanıt bu heykel. | Open Subtitles | لآ أستطيع أن أجزم بما قاله هذه هى الآثبات الوحيد. |
| Çünkü birine kefil olduğumda söz vermiş olurum. | Open Subtitles | لأنّني حين أكفل أحداً فذلك يعني أنّي قطعتُ عهداً |
| İşbirliği yapmazsanız, hayatınızın geri kalanını hapishanede geçireceksiniz ama yaparsanız, size söz veriyorum, sizi bizzat kefil olacağım. | Open Subtitles | ستقضي بقية حايتك في السجن إن لم تتعاون لكن إن تعاونت، أعطيك كلمتي سأشهد شخصياً أمام القضاء لك |
| Sana kefil oluyorum ve ilk gün işine gelmiyor musun? | Open Subtitles | لقد دعمتك , و الآن لا تظهر في أول يوم من العمل |
| Sayın Başkan, ona benim kefil olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة، أنا أعرف أنني ساندته |