| Uyluk kemiğim, 9 yerinden kırılmış... 6 ayda ayağa kalkarsın dediler. | Open Subtitles | تحطمت عظمة فخذي في تسعة مواضع يقول أنه لو حالفني الحظ فسأمشي في غضون ستة أشهر | 
| 100 tane kırık kemiğim var ve iyileşmesi için birkaç saate ihtiyacım var. | Open Subtitles | لأن لدي مائة عظمة تحتاج عدة ساعات كي تشفى | 
| Köprücük kemiğim kırıldı. Neyse, en azından patronum beni dinler artık. | Open Subtitles | على الاقل رئيسي سيستمع الى الان بعد ان كسرت عظم ترقوتي | 
| Tek konuştukları şey köprücük kemiğim. | Open Subtitles | كلكم تتحدثون فقط على عظم الترقوة | 
| Kırık kemiğim yok. Hafif itibar kaybı dışında değişiklik yok. | Open Subtitles | لم تتحطم عظامي ضياع طفيف لكرامتي، لا تغيير في ذلك | 
| kemiğim! | Open Subtitles | عظمتي, عظمتي, عظمتي | 
| Bir dakika sonra köprücük kemiğim sonsuza kadar yok olacak. | Open Subtitles | دقيقة آخرى , وعظمة الترقوة خاصتى ستكون ضاعت إلى الأبد | 
| İki yıl önce kaval kemiğim ağrımaya başladı. | Open Subtitles | قبل عامين , شعرتُ بألم في الظنبوب الأيمن الظنبوب هي عظمة الساق الكبرى التي تكون تحت الرُكبة | 
| Belki akciğerim çökmüştür, bir de göğüs kemiğim çürümüştür. | Open Subtitles | ربما تحطم في الرئة أو كدمة في عظمة القص | 
| Köprücük kemiğim iyi görünüyor mu? | Open Subtitles | هل تبدو لك عظمة ترقوتي بحالٍ جيدّة ؟ | 
| Ve sonunda New York'taki Memorial Sloan-Kettering hastanesinde Dr. John Healey'nin yönettiği 15 saat süren bir ameliyatta sol uyluk kemiğim alındı ve yerine titanyum yerleştirildi. | TED | وخضت جراحة استمرت 15 ساعة تحت مبضع الجراح جون هيلي في مستشفى سلوان-كيتيرنيج في نيويورك حيث قام بازالة عظمة فخذي اليسرى وابدلها بواحدة من التيتانيوم | 
| - Köprücük kemiğim. | Open Subtitles | عظمة الترقوة خاصتى ؟ | 
| İşte tam orada saklanmış bir kemiğim var. | Open Subtitles | أوه! لدي عظمة مخفية هناك. | 
| Ah, köprücük kemiğim. | Open Subtitles | اوه, عظم ترقوتي. | 
| Vücudumda romantik bir kemiğim yok. | Open Subtitles | ليس لدي عظم عاطفي في جسدي | 
| Köprücük kemiğim hala ağrıyor. | Open Subtitles | عظم الترقوة مازال يؤلمني | 
| Benim büyük kırmızı kemiğim o | Open Subtitles | إنه عظم أحمر كبير. | 
| Kanım ve kemiğim nasıl bir parçamsa, Southfork da bir parçamdır. | Open Subtitles | إنها جزء لا يتجزأ مني كدمي و عظامي | 
| Evet, kırık kemiğim yok. | Open Subtitles | نعم، لم تنكسر عظامي. | 
| Bu benim... benim etim, kemiğim ve kanım. | Open Subtitles | ..هذا لي لحمي , عظامي , ودمي | 
| Hey, bu benim kemiğim. | Open Subtitles | هاي، تلك عظمتي | 
| kemiğim. | Open Subtitles | عظمتي | 
| Bir keresinde merdivenden inerken, kaval kemiğim ince bir dal gibi kırıldı. | Open Subtitles | لقد تسلقت سلما مره وعظمة ساقي كسرت مثل جذع الشجر لماذا تسألين؟ |