| Bu söylediklerin latince bile değildi. Kemik yoğunluğu testinin ortaya koyduğu tek şey, onun sürekli olarak uyuşturucu kullanmadığı. | Open Subtitles | ماهذه اللغات إنّها ليست لاتينية حتى أعني، كلّ قياسات كثافة العظام تثبت أنّها |
| Kemik yoğunluğu, kemikteki sabunlaşma düzeyi en azından üç ya da beş yıl önce olmuş görünüyor. | Open Subtitles | كثافة العظام ونسبة التصبين في العظام يبدوى أنها حدثت منذ ثلاث إلى خمس سنوات على الأقل |
| Boy aynı, tahmini kilo ve Kemik yoğunluğu da büyük ihtimalle olabileceğini gösteriyor. | Open Subtitles | نفس الطول الوزن المقدر .. أعتماداً على كثافة العظام |
| Yani maktulün Kemik yoğunluğu asitten önce bile azalıyormuş. | Open Subtitles | ما يعني أنّ كثافة عظام الضحية كان متضررة حتى قبل الحمض. |
| Kurbanın Kemik yoğunluğu taraklı ayağı ve hafif iskeleti onun dansçı olabileceğini gösteriyor. | Open Subtitles | كثافة عظام الضحية الأمشاط المفلطحة والإطار المضيئ يدعمون كونها راقصة |
| Yavaş metabolizma, Kemik yoğunluğu kaybı. | Open Subtitles | تباطأ الأيض, و انخفاض ففي كثافة العظام |
| Kemik yoğunluğu azalır. Esneklik azalır. | Open Subtitles | كثافة العظام تذهب مرونتكِ يذهب. |
| Kemik yoğunluğu masasını kullanarak, Kristen'ın tam boy ve kilosunu kopyaladık. | Open Subtitles | -وضّح عمليتكَ ، من فضلك بإستخدام جدول كثافة العظام نحسب الإرتفاع الدقيق لـ(كريستين) ووزنها |
| - Kemik yoğunluğu normal! | Open Subtitles | ! كثافة العظام طبيعية |
| Bende bir sürü Kemik yoğunluğu var! | Open Subtitles | لدي كثافة عظام وفيرة. |