| Astronomlar kurbağa olsaydı, belki Kurbağa Kermit'i görebilirlerdi. | TED | إذا ما كانت الضفادع علماء فلك ربما سيمكنهم رؤية الضفدع كيرميت. |
| Merhaba, Michelle. benim, Kurbağa Kermit. | Open Subtitles | حسناً ، مرحباً ميشيل ، أنا الضفدع كيرميت |
| Kurbağa Kermit'i çizebilirim. Güzel bir Kurbağa Kermit'e ne dersin? | Open Subtitles | سوف أرسم الضفدع كيرميت ماذا عن ضفدع كيرميت لطيف؟ |
| Şu Kermit'e bak. Sen yeşil olmak kolay mı sanıyorsun? | Open Subtitles | انظري إلى كيرمت هنا هل تعتقدين انه من السهل أن تبدو خضراء؟ |
| Ama Kermit, biz hep birlikte çalıştık. Bunu Bayan Piggy olmadan yapamayız. | Open Subtitles | ولكن "كيرمت" نحن نعمل معاً "لا يمكننا فعل ذلك بدون آنسة "بيجي |
| Kermit birkaç milyon dolarla gitti ,çok ama çok etkili ve becerikliydi,kısa bir süre sonra, | Open Subtitles | وذهب كيرميت مع بضعة ملايين من الدولارات وكانت فعّالةً جداً جداً و في فترة زمنية قصيرة |
| "Kermit Ruffins, Amerika turnesinde Elvis Costello'ya. | Open Subtitles | يفتتح كيرميت رافينز جولة إلفيس كوستللو حول أمريكا |
| Amerika'nın Kermit'e ihtiyacı var. | Open Subtitles | تحتاج أميريكا لتسمع بعض معزوفاتك يا كيرميت |
| Bu akşam Vaughan'da Kermit Ruffins'le birlikte çalıyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أعزفُ خلفَ كيرميت رافينز في مطعم فون هذه الليلة |
| Sanırım Kermit'e diyorsun yine de ben borcumu ödemeye hazırım. | Open Subtitles | انا افترض انكٍ تشيرين الى كيرميت لكنني مستعد للتصالح ودفع ديني |
| Ağzını kapat da sinek kaçmasın Kermit. Hadi. | Open Subtitles | سَتُمسِكُ الذباب يا ضفدع كيرميت , هَيَّا. |
| özellikle kurbağa Kermit'in karikatürlerini görüyordu. | TED | و كانت ترى بشكل خاص، كيرميت الضفدع |
| Komiser Kolumbo, Bay Kermit Morgan, Dışişlerişleri Bakanlığından. | Open Subtitles | ملازم " كولومبو " هذا " كيرميت مورجان " من وزارة الخارجية |
| Kermit Roosvelt'in Iran'da yaptığına çok benzer insanlara sokaklara çıkmaları için para ödendi isyan için,protesto için,Chavez'in istenmediğini söylemeleri için. | Open Subtitles | كانت مشابهة للغاية لما فعله كيرميت روزفلت في ايران. من دفع المال للناس لتخرج الى الشوارع, لتشاغب , لتحتج , لتظهر أن شافيز لا يحظى بشعبية |
| Ve Chris, sana hip-hop şarkıcısı görünümlü Kurbağa Kermit tişörtü aldım. | Open Subtitles | و كريس ابتعت لك تيشرت مطبوع عليه كيرمت الضفدع يمثل ك شاب يغني هيب هوب |
| "Kurbağa Kermit bana hiçbir şey ifade etmiyor." | TED | "كيرمت الضفدع لا يمثل أي شئ بالنسبة لي" |
| Kermit(fare)'in peşini bırakma diyen sendin. | Open Subtitles | أنت من قلت لي أن أركز للالتقاط كيرمت |
| Buraya "Kurbağa Kermit'in Eski Ofisi" ismini koyacağım galiba. | Open Subtitles | متحف للدُمي؟ وسأطلق على هذه الغرفة مكتب الضفدع "كيرمت" القديم |
| Bu, 30 yıl önce Kermit'in imzaladığı Klasik Ünlü ve Zengin Sözleşmesi. | Open Subtitles | هذا هو العقد الأصلي الذي وقعه "كيرمت" من 30 سنة |
| Belki bana öyle gelmiştir ama yine de Kermit'i bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | - ربما بدا صوته هكذا في رأسي "وفي كلا الحالات يجب العثور على "كيرمت |
| - Kermit, çok mutluyum! - Ne diyorsun sen? | Open Subtitles | كيرمي" أنا سعيدة جداً" - ما الذي تقولينه؟ |
| Yağmurluk giyen Kurbağa Kermit mi? | Open Subtitles | هل هو كريمت الضفدع مرتدي معطف ؟ |