| Sen de biliyorsun ki insanlar özel eşyalarının ortaya dökülmesinden hoşlanmazlar. | Open Subtitles | فأنت تعرفين كيف أن الناس لا يحبون لأن تكشف أسرارهم الخاصة |
| "İkisi de bilirler ki insanlar gözlerine gerektiğinden fazla güvenirler." | Open Subtitles | كلاهما يعلم أن الناس تثق بعينيها اكثر من ما ينبغي |
| Yani o kadar seksisin ki, insanlar geçerken telefonunun fişini çekiyor. | Open Subtitles | إذا، أنت جذاب جدا لدرجة أن الناس يفصلون هاتفك عن الشحن |
| Ve gördüm ki, insanlar maceracı robota gerçekten bayıldı. | TED | و الذي اكتشفته هو ان الناس في الواقع احبت الروبوت المغامر |
| Bırakın konuşsun ki insanlar onu deli bilsin. | Open Subtitles | دعوه يهذى هؤلاء الرجال يعرفون جنونه |
| CA: Diyorsun ki insanlar şeytanlara olduğu kadar meleklere de bağımlı olabilir. | TED | ك.أ: أنّت تخبرني أنّ الناس يمكن أن يدمنوا فكرة كونهم ملائكة كإدمانهم كونهم شياطين. |
| Belli ki insanlar ölü bir terörist hakkında konuşmaya daha çabuk ikna oluyorlar. | Open Subtitles | على ما يبدوا أن الناس يقبلون التحدث بشكل كبير عن إرهابي حالما يموت |
| Yani o kadar seksisin ki, insanlar geçerken telefonunun fişini çekiyor. | Open Subtitles | إذًا، أنت مثير للغاية لدرجة أن الناس يفصلون هاتفك من الكهرباء؟ |
| Yani o kadar seksisin ki, insanlar geçerken telefonunun fişini çekiyor. | Open Subtitles | إذًا، أنت مثير للغاية لدرجة أن الناس يفصلون هاتفك من الكهرباء؟ |
| Ve durum şu ki, insanlar sevdiklerinden öğrenirler. | TED | والحقيقة هي أن الناس يكتسبون المعرفة ممن يحبون. |
| Biliyoruz ki insanlar internette paylaşım yapıyor, fakat bir kişi ile diğeri arasındaki boşlukta ne olduğunu bilmiyoruz. | TED | نعلم أن الناس يتشاركون المحتوى على الإنترنت، ولكن الذي لا نعلمه ما الذي يحصل في الفراغ ما بين الشخص الأول إلى الآخر |
| En yaygın sarsıntı şu ki insanlar bu işin içinde onlar için var olduğumuza inanmıyor ve kendimizi çok meşgul ettiğimize inanıyorlar. | TED | المذبذب الشائع للثقة هو أن الناس لا يعتقدون أننا نتعاطف معهم غالبًا، ويعتقدون أننا أنانيون. |
| Fakat gerçek şu ki, insanlar internette bir şeylerin aksamasından, ve router kartının çalışmamasından dolayi uçamadı. | TED | لكن في الواقع أن الناس لم يتمكنوا من الاقلاع لأن شيئا ما كان يسير بشكل خاطئ على الإنترنت، وكرت التوجيه كان متعطّلاً. |
| Ama görüyorum ki insanlar bana katılıyor, izleyiciler, çelişkili bir biçimde, tasarımın genişlemesine yönelik olarak, bazı meslektaşlarımın aksine, daha duyarlı ve çok daha anlayışlı davranıyor. | TED | ولكن أرى أن الناس يأتون على طول، أن الجماهير، ومن المفارقات، هي أكثر استجابة وأكثر بكثير من التفاهم لهذا التوسع في التصميم من بعض زملائي هي. |
| Ve görünüyor ki insanlar bir sürü şey taşıyor. | TED | وتبين أن الناس يحملون الكثير من الأشياء، |
| Buradan anlıyoruz ki insanlar, gerçek ve sahte kahkahayı ayırt edebiliyor. Görülüyor ki, bize göre ikisi çok farklı şeyler. | TED | ما ستكتشفونه هو أن الناس جيدون في التمييز بين الضحك الحقيقي و المفتعل. |
| Öyle ki, insanlar arabaların faydacı olmalarını istiyorlar gibi görünüyor, toplam zararı en aza indirgemesini, ki bu hepimizin yapması gereken şey aslında. | TED | لذا يبدو أن الناس يريدون أن تكون السيارات نفعية، وتقلل مجموع الضرر، وهذا ماعلينا أن نقوم به جميعا. |
| Bu bize kanıtlıyor ki, insanlar yaptıklarını satın almıyor; neden yaptığın için satın alıyor. İnsanlar yaptıklarını satın almıyor; yapma nedenin için satın alıyorlar. | TED | وهذا يؤكد أن الناس لا تشتري ما تقوم به، بل تشتري لماذا تقوم بما تقوم به. |
| Ve çok açık ki insanlar buna hazır değildi. | Open Subtitles | والواضح أن الناس لم يكونوا مستعدين لذلك على الإطلاق |
| Ama sorun şu ki insanlar eski golf topları istemez. | TED | ولكن المشكلة ان الناس لم تكن تريد الكرات القديمة |
| Ray Croc'un aklına aynı fikir gelmişti. Öyle anlaşılıyor ki, insanlar hamburger yiyor ve Ray Croc, Amerika'nın en zengin adamı oluyor. | TED | وتبين ان الناس يأكلون الهمبرجر فعلا. وقد غدا راي كورك احد اغنى رجال امريكا لفترة من الزمن |
| Bırakın konuşsun ki insanlar onu deli bilsin. | Open Subtitles | دعوه يهذى هؤلاء الرجال يعرفون جنونه |
| Bu da demektir ki, insanlar Cehennem Evi'ne gelip duracaklar ona rastlayabilirler ve birileri incinebilir. | Open Subtitles | هذا صحيح , مما يعني أنّ الناس سيأتون إلى منزل الجحيم يندفعون إليه و شخص ما قد يتأذى |