Tek istedikleri de nefretlerinin ateşini tutuşturacak bir kibrit çöpü. | Open Subtitles | و كل ما يبحثون عنه هو عود ثقاب لكي يبدؤا بأضرام نار حقدهم |
Fakat kocaman ormanı yakmak için küçük bir kibrit çöpü yetiyor. | Open Subtitles | إلّا أن حرق أفدنة من الغابة لا يتطلّب سوى عود ثقاب واحد. |
Bu yanık yığınının içinden kibrit çöpü kalıntısı, çakmak falan çıktı mı? | Open Subtitles | آثار من عود الثقاب في هذا كومة حرق؟ أخف وزنا، أي شيء من هذا القبيل؟ لا، وأخشى أنا لا يمكن أن تساعدك هناك. |
Kapıya bir kibrit çöpü bıraktım. | Open Subtitles | -هذا هو عود الثقاب الذي تركته على الباب |
O hâlde 10 kibrit çöpü bir şişe kapağı mı ediyor? | Open Subtitles | إذا، 10 أعواد ثقاب تعادل غطاء الزجاجة، أليس كذلك ؟ |
5 kibrit çöpü! | Open Subtitles | خمسة أعواد ثقاب |
Şurada bir delik açıp üçüncü bir kibrit çöpü koyarsanız, T şeklinde bir birleşme noktası elde edersiniz. | TED | وإن أحدثت ثقبا هنا وتضع عود ثقاب آخر، ستحصل على وصلة على شكل T. |
"Goodbye Art"ın (Güle Güle Sanat) başlangıcında zorla yok etmeye odaklandım, örneğin bunun gibi: Jimi Hendrix'in 7000 kibrit çöpü ile yapılmış resmi. | TED | في بداية مشروع "فن الوداع"، ركّزت على التدمير القسري مثل هذه الصورة لجيمي هندريكس التي صنعت بواسطة 7000 عود ثقاب. |
Dişlerinin arasında kibrit çöpü tutmasını söyleyin. | Open Subtitles | أخبريها أن تمسك عود ثقاب بين أسنانها. |
Hepimiz bir kibrit çöpü çekeceğiz. | Open Subtitles | كل منـَّا سينتقي عود ثقاب. |
"kibrit çöpü," tekrarlıyorum, "kibrit çöpü." | Open Subtitles | "عود الثقاب"، أكرر "عود الثقاب" |