| Şu aletleri götürüp kilere sakla. Acele et. | Open Subtitles | . خذ الأدوات وخبئها فى القبو . تحرك بسرعة |
| Bayan Toller, sanırım Edward kendini kilere kilitledi. | Open Subtitles | سيدة تولار,اظن ان ادوارد قد حبس نفسه فى القبو. |
| Efendi Edward kendini kilere neden kilitlesin,anlamadım. | Open Subtitles | وانا كذلك لا اعرف لماذا السيد ادوارد اغلق على نفسه فى القبو. |
| Hazır görevden bahsetmişken... biz Spenalzo'yu kilere indirirken siz de bize kahve yapın. | Open Subtitles | .... وبالحديث عن المراسم أيمكنكما عمل قهوة لنا بينما نأخذ سبينالزو للقبو ؟ |
| Bizi zorla kilere indirmeye kalktı. Güya orada 13 ceset varmış. | Open Subtitles | . لقد حاول أن يأخذنا للقبو . يقول بأنه توجد 13 جثه هناك |
| Homer, Steerforth kilere girdi. Bütün turta hamurunu yemiş. | Open Subtitles | هومر ستيرفورث دخل المخزن وقام بأكل كل عجينة الفطير |
| Aslında aklını çalıştırması gerekirken etrafta dolaşıp sürekli fotoğraf çeker ve kilere gidip saçma sapan şeylerle uğraşırdı. | Open Subtitles | دائما ما يختفى بعيدا بكاميرته فى الوقت الذى يجب ان يثقل عقله ثم ينزل اسفل القبو لتحميض صورة التعيسة. |
| kilere insek daha mı iyi olur acaba? | Open Subtitles | أتسائل ما اذا كنا سنكون في حالة أفضل لو كنا في القبو |
| Yola çıkmaması için onu mutlaka kilere kapat. | Open Subtitles | تأكد من ان تضعه فى القبو هكذا لن يركض على الطريق |
| Bebeği kucakladım, bir silah aldım... arka taraftaki kilere saklandım. | Open Subtitles | أمسكت بالطفل والمسدس واختبأت في القبو من الخلف |
| Evin bodrumundaki kilere gittim. | Open Subtitles | ثم ذهبت الي القبو حيث يوجد مكان ضيق تحت المنزل. |
| kilere koymuştuk. Fakat insanları bilirsin. | Open Subtitles | في البداية، كانت في القبو لكنك تعرف الناس. |
| Teddy, sen yine kilere insen iyi olur. | Open Subtitles | . تيدى ، أظن أن الأفضل أن تعود للقبو |
| Belki de kilere inmek istemiyorumdur. | Open Subtitles | . ربما لا أريد النزول للقبو معه |
| Ben Renard'ı başımdan savar savmaz onu kilere götür. | Open Subtitles | حالما أتخلص منه، خذيها مرة أخرى للقبو |
| kilere insenize. | Open Subtitles | لماذا لا يذهب كلاكما للقبو ؟ |
| Yüzbaşı kilere gitmem gerek. | Open Subtitles | أيها القائد، على الدخول إلى المخزن ليس الآن |
| Arka kapıdan girmiş, sütü kilere koymuş ve sonra gazete okuyup sigara içmek için odasına çekilmiş. | Open Subtitles | لقد دخل من الباب الخلفى ووضع الحليب فى المخزن ثم ذهب الى غرفته لكى يقرأ الصحيفة ويُدخّن |
| Ne zaman evde olsam kilere işiyor, ayakkabısını buzdolabına koyuyor ben yokken yaptıklarına bak. | Open Subtitles | عندما اكون في البيت التبول في حجرة المؤن والحذاء في الثلاجة لكن انظري اليه الان |
| Babam yakalanmadan önce beni kilere sakladı ve Valensiya'nın eşsiz mücevherini bana verdi. | Open Subtitles | قبل أن يؤسر خبأني والدي بالقبو وأعطاني جوهرة المملكة الثمينة |
| Gates! Şu ikisini kilere kitle. | Open Subtitles | "جايتس" ، إذهب وإحبس هذان الإثنان في غرفة المؤن |
| kilere, senin için, biraz ekmek ve et bıraktım. | Open Subtitles | تركت لكِ بعض الخبز ولحم بقر في خزانة الطعام |