| Sanırım ben Dünya'nın şu eski, kirli, kokmuş... Çekip gitme, lütfen. | Open Subtitles | أعتقد بأني سألازم ذلك العالم القديم النتن القذر |
| Arkadaşlığını göstermek için kokmuş bir bağcık vermek de ne oluyor? | Open Subtitles | كيف يتم إعطاء قطعة النتن من سلسلة عرض الصداقة ؟ |
| 55 yaşındayım ve tek sahip olduğum bir araba bir spor çantası dolusu iç çamaşırı ve tatlı, kokmuş ot. | Open Subtitles | لدي 55 عاماً وكل الذي لدي بجانب اسمي سيارة و حقيقة قماشية مليئة بالملابس الداخلية و الحلوى، و عٌشب نتن |
| Çok temiz bir kalbin var kokmuş. | Open Subtitles | "أنت تملك قلبا طيبا يا "نتِن |
| kokmuş, iğrenç! Şunun rengine bak, mide bulandırıcı! Ölü. | Open Subtitles | ، إنها فاسدة ، أنظر إلى ذلك اللون . إنه الأكثر تقززاً |
| kokmuş değil, buradaki ışık yüzünden öyle görünüyor. | Open Subtitles | . إنها ليست متعفنة ، إنها الإضاءة هنا فقط |
| Ben çürümüş, kokmuş leş gibi bir kuşum. | Open Subtitles | أنا بالضبط كما قلت عني كريه الرائحة وقذر |
| en kokmuş beyin. | Open Subtitles | المخ الأكثر نتانة على الإطلاق |
| En sevdiğim elimi kokmuş botunun içine sokmak zorunda olsam bile. | Open Subtitles | حتى لو كان ذلك يعني وضع يدي المفضلة داخل حذائه النتن الفاسد |
| Kaybolun, sizi kokmuş sarhoşlar! | Open Subtitles | اغرب عن وجهي ايها السكير النتن |
| Niye kokmuş yumurta sürdün? | Open Subtitles | # أي ملاحظات تحصل عليها تقص وتشد وتخدر مثل الأسلحة # لماذا تلبس البيض النتن ؟ |
| Mezarlıktan mezarlığa kokmuş etlerle birlikte. | Open Subtitles | مقبرةتلوالأخرى, كل هذا اللحم النتن |
| Merhaba... kokmuş. | Open Subtitles | مرحبًا أيها النتن. |
| Tuhaf üzücü kokmuş arkadaşsız ve ışıksız. | Open Subtitles | غريبة... مؤلمة... النتن... |
| - kokmuş diye bir şey demedim. | Open Subtitles | لم أقل هذا أبدا. أبدا لم أقل أن شعرها نتن. |
| Burada yaptığımı kanıtlamak için kokmuş Kızılderili derisine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لست بحاجة لفروة هندي نتن لإثبات ما فعلته هُنا |
| kokmuş, neler oldu? | Open Subtitles | مالذي حدث يا "نتِن"؟ |
| BU UÇAK kokmuş. | Open Subtitles | أعتقد أن شركة الطيران هذه فاسدة. |
| kokmuş balığın kokusunu çamurun ölümün kokusunu hisseder. | Open Subtitles | كما لو أنها بقايا سمك متعفنة الطين رائحة الموت, |
| Kabul et artık seni kokmuş deve. | Open Subtitles | فقط أعترف بذلك، أنت جمل كريه الرائحة. |
| kokmuş bir aleti var. | Open Subtitles | عنده نتانة dick. |
| Sadece kokmuş esir üniforması var. | Open Subtitles | فقط برداء السجن ذو الرائحة الكريهة |