| Kolay olmadığını da biliyorum. Ama en azından çocuklar var. | Open Subtitles | أعرف أنه لم يكن سهلاً لكن على الأقل لديك الطفلان |
| Sürekli yakalamaya çalışan kişi olmanın Kolay olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أقول لك أنه ليس من السهل أن تكوني أول من يكافح دائما للحاق |
| Kolay olmadığını biliyorum ama sessiz kaldığın için teşkilatın sana minnettar olduğunu söylemek isterim. | Open Subtitles | أعلم بأن الأمر ليس سهلاً ولكن أريدُكِ أن تعلمي عن مدى تقدير الوكالة لصمتكِ على ضوء هذه المسألة |
| Bunun sonucu olarak bu hayatın Kolay olmadığını anlayıp şehri terk etti. | TED | ولذلك غادر سامينو للمدينة وهناك أدرك بأن الحياة ليست سهلة |
| Bak, senin için Kolay olmadığını biliyorum. Çoğu insan bununla başa çıkamaz, Kate. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ليس سهلاً عليك معظم الناس لا يستطيعون التعامل مع ذلك |
| İlk başta hayır. Ama çok kısa süre içinde açık denizin daha Kolay olmadığını anladı. | Open Subtitles | ليس في البداية ولكنه إكتشف بسرعة أن البحر المفتوح لم يكن سهلاً |
| Ted'den istediğin şeyin Kolay olmadığını biliyorum ve bunun için seni sevdiğimi bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أعرف أن ما فعلته لم يكن سهلاً أريدك أن تعرف أني أحبك لهذا |
| Bak, bunun Kolay olmadığını biliyorum, ama ikimiz de burada aynı taraftayız. | Open Subtitles | إسمع ، اعلم أن هذا لم يكن سهلاً لكن كلنا في نفسِ الجانبِ هنا |
| Bakın, parayı geri çevirmenin Kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | انظر، أنا أعلم أنه ليس من السهل رفض عرض مالي |
| Böyle bir şeyi bırakmanın Kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل التخلي عن أمر كهذا. |
| Kolay olmadığını biliyorum ama sessiz kaldığın için teşkilatın sana minnettar olduğunu söylemek isterim. | Open Subtitles | أعلم بأن الأمر ليس سهلاً ولكن أريدُكِ أن تعلمي عن مدى تقدير الوكالة لصمتكِ على ضوء هذه المسألة |
| Zamanla, bu oyunun hiç de Kolay olmadığını gördüm. | TED | بمرور الوقت، تعلمت أن هذه اللعبة ليست سهلة على الإطلاق. |
| Yüzümün Ricky'le aynı olmasının senin için Kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا ليس سهلاً لأنني أشبه ريكي تماماً |
| Dinle. Bunun Kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | اسمعي , اعلم ان هذا لم يكن سهلا |
| Senin için Kolay olmadığını biliyorum ama Daniel'ın aynı çocuk olmadığını aklından çıkarma. | Open Subtitles | أعرف أن هذا ليس سهلا عليك لكنني أريدك أن تتذكري أن دانييل ليس نفس الفتى |
| Kolay olmadığını biliyorum ama... bu işi aldığım için gerçekten çok mutluyum. | Open Subtitles | وأنا متأكده من انها ليست سهله ولكني سعيده جداً لأنني حصلت على الوظيفه |
| Bunun Kolay olmadığını biliyorum ama bir şeye ihtiyacın olursa her zaman yanındayım. | Open Subtitles | أعلم أنّ هذا لا يمكن أن يكون سهلاً ولكن... إن احتجتَ شيئاً... -فأنا موجودة من أجلكَ |
| Neler yaşadığını ve bunların Kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | انا اعلم كل شىء قد حدث لكم واعرف انة لم يكن سهل |
| Bunun benim için Kolay olmadığını bilmeni isterim. | Open Subtitles | أريدكِ أن تعلمي أن ذلك لم يكن سهلًا عليّ |
| Kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | فيما يخصّنا من الواضح أنّه ليس سهلاً , كما تعلمين |
| Senin için Kolay olmadığını biliyorum ama endişelenme. | Open Subtitles | أعلم أن ذلك ليس سهلاً عليك لكن لاتقلق, حسناً؟ |
| - Öyle çekip gitmenin Kolay olmadığını anlayacaksınız, Bay Skinner. | Open Subtitles | ستجد أن الأمر ليس سهلاً للهرب منه, سيد سكينر. |
| Fotoğraflara bakmanın Kolay olmadığını biliyorum ama jüri bakmalı. | Open Subtitles | أعرف انه ليس من السهل التدقيق بهذه الصور لكن هيئة المُحلفين عليهم ذلك وانت ايضاً |