| Kolejdeyken. Patiye geldi bok yedi fakat... | Open Subtitles | حتى بالكلية, يحتفل ويقوم بتلك الاشياء |
| Harvard'lı Yakışlı gibiler sadece Kolejdeyken böyledirler. | Open Subtitles | (رجال مثل (هارفارد هاتى لا نقابلهم سوى بالكلية |
| Bones, ben Kolejdeyken arkadaşlarla kadavra çalıp, Sezar gibi giydirdik ve at heykelinin üzerine koyduk. | Open Subtitles | دعيني أخبركِ يا (بونز) عندما كنتُ بالكلية لقد سرقتُ مع أخويتي جثة و ألبسناها زي (القيصر) و ثم وضعناها على تمثال لحصان |
| Tıpkı benimle Kolejdeyken olduğu gibi. | Open Subtitles | مثلما فعلت معي بالكلية |
| Kolejdeyken şansın vardı. | Open Subtitles | حصلت على فرصتك بأول عام دراسي |
| Kolejdeyken benimle konuşmazdı. | Open Subtitles | لم يتكلم معي بالكلية |
| Kolejdeyken şansın vardı. | Open Subtitles | حصلت على فرصتك بأول عام دراسي |