| kontrol edemediğin adalet biçimi, gerçek adalettir. | Open Subtitles | يغيرون أشكالهم ,بطريقة لايمكنك التحكم بهم |
| Bundan böyle ne zaman bana baksan kontrol edemediğin bir şekilde çığlık atma isteği duyup kaçacaksın. | Open Subtitles | ...ومن الان فصاعداً ، عندما تنظرين إلي سيكون لديك رغبه لايمكنك التحكم بها لكي تصرخي وتهربي بعيداً |
| Hayır, Joy. Hastalık, kontrol edemediğin bir şeydir. | Open Subtitles | لا, (ياجوي) المرض هو شيء لايمكنك التحكم به |
| İçinde bir şeylerin gezinmesinin ne demek olduğunu bilmiyorsun! kontrol edemediğin bir şeylerin. | Open Subtitles | لا تعرفين معنى أن يسكنك شيء ما شيء لا تستطيعين التحكم به |
| kontrol edemediğin bir şey yüzünden seni kovamazlar. | Open Subtitles | لا يمكنهم طردكِ بسبب شيء لا تستطيعين التحكم به. |
| Ama halen casuslarını kontrol edemediğin anlaşılıyor. | Open Subtitles | لكن يبدو أنك ما زلت لا تستطيع التحكم في عملائك. |
| Kalbini kontrol edemediğin ortaya çıktı. | Open Subtitles | تبين أنكَ لا تستطيع التحكم في القلب |