| Annem işimizi konuşmak için buraya geliyor, ...ve ben istifa ediyorum. | Open Subtitles | حسناً, أمي ستأتي إلى هنا لمناقشة أعمالنا و أنا سوف أستقيل |
| Seninkileri aramakla vakit kaybedemeyiz. Detayları konuşmak için buraya gelmeleri gerek. | Open Subtitles | لا يمكننا إمضاء الوقت في مطاردة أصدقائك، عليهم المجيئ إلى هنا لمناقشة التفاصيل |
| Seninkileri aramakla vakit kaybedemeyiz. Detayları konuşmak için buraya gelmeleri gerek. | Open Subtitles | لا يمكننا إمضاء الوقت في مطاردة أصدقائك، عليهم المجيئ إلى هنا لمناقشة التفاصيل |
| Grupları ya da travestileri konuşmak için buraya gelmedik. | Open Subtitles | لم أقدم إلى هنا للتحدث عن الفرق أو المتحولين جنسياً. |
| seninle konuşmak için buraya gelmedim | Open Subtitles | لست هنا للتحدث اليك |
| Arkadaşın seninle konuşmak için buraya bir FBI ajanı getirdi. | Open Subtitles | صديقكِ أحضر عميلة من المباحث الفيدرالية هنا لتتحدث معكِ |
| Rae Plachecki seninle konuşmak için buraya geliyor. Kütüphanedeki vurulma olayıyla ilgili bazı sorulara cevap vermek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | (راى بلاتشسكى) ستأتى هنا لتتحدث معكِ عن إطلاق النار فى المكتبة |
| Ben de belki başka işler konuşmak için buraya geldiğinizi ümit ediyordum. | Open Subtitles | كنت آمل أن ربما تأتي هنا لمناقشة شأن آخر |
| Benimle bir şey konuşmak için buraya gelmemi istediğini söyledi. | Open Subtitles | أنها تريدني أن آتي إلى هنا لمناقشة أمر ما |
| Walpert fabrikasındaki kazayı konuşmak için buraya kadar gelmeyi kabul ettim. | Open Subtitles | وافقت على الحضور هنا لمناقشة حادثة مصنع (والبرت) وفجأة ، أحتاج لمحامي ؟ |
| Maynard'ın araştırma programını konuşmak için buraya geldi. | Open Subtitles | ماينرد) هنا لمناقشة موضوع بحثه) ..... |
| konuşmak için buraya geliyor. | Open Subtitles | ستأتي إلى هنا للتحدث معكِ |
| Seninle konuşmak için buraya gelmedim Alison. | Open Subtitles | " لم آتي هنا للتحدث معك " آليسون |
| Genelde insanlar Louis hakkında konuşmak için buraya gelmezler. | Open Subtitles | عادةً الناس ليسوا هنا للتحدث بأمر (لويس) |