| Biriyle konuşmak istiyorsan, bir şey sormak istiyorsan, bana sor. | Open Subtitles | إذا أردت التحدث إلى أي شخص إذاأردتالأستفسارعنسؤال ، إسألني أنا |
| Aşk meşk işini konuşmak istiyorsan onun için de gruplar var. | Open Subtitles | إن أردت التحدث بشأن مشاكل الحب توجد مجموعات هنا تقوم بذلك |
| Daha konuşmak istiyorsan sıradaki randevumu ertelerim. | Open Subtitles | يمكنني أن أأخر موعدي القادم إن كنت تريد التحدث أكثر |
| Eğer gece yarısı iş konuşmak istiyorsan elimden gelen bu. | Open Subtitles | لذلك إذا أردت الحديث ليلا، هذا أفضل ما يمكننا فعله |
| Bak. İşim var. Yani konuşmak istiyorsan, benimle gelmelisin. | Open Subtitles | يجب أن أقوم بعملي إذا لو أردتِ التحدث يجب أن تأتين معي |
| Eğer benimle konuşmak istiyorsan, tek yapman gereken aramaktı. | Open Subtitles | ,إن اردت التحدث معي, فكل ما عليك فعله هو الإتصال بي |
| Biriyle konuşmak istiyorsan, bir şey sormak istiyorsan, bana sor. | Open Subtitles | إذا أردت التحدث مع أحد أو كان لديك سؤال، تحدث معي |
| Biliyor musun benimle konuşmak istiyorsan, konuşabilirsin, tamam mı? | Open Subtitles | إذا أردت التحدث معي، تحدث فحسب اتفقنا؟ بلا ألعاب |
| Benimle konuşmak istiyorsan oyun oynama. | Open Subtitles | اذا أردت التحدث معي ، لا تحاولي التلاعب بي |
| Eve gelemem. konuşmak istiyorsan nerede olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنني العودة للمنزل إن أردت التحدث إلي، تعرفين مكاني |
| Evet, Bay Fisk ile konuşmak istiyorsan, randevu almalısın. | Open Subtitles | أنت ، عندما تريد التحدث للسيد فيسك يجب أن تأخذ ميعاداً |
| Beni dinle hasta ruhlu! konuşmak istiyorsan, beni ara. | Open Subtitles | استمع الي, انت مريض ان كنت تريد التحدث , اتصل بي |
| Peki sen kimsin? Pekala, Brian McKinley, eğer sevgilimle konuşmak istiyorsan önce benimle konuşursun. | Open Subtitles | حسنا ، بريان ماكينلي، إذا أردت الحديث لصديقتي عليك أن تخبرني أولا |
| Pekala, Brian McKinley, eğer sevgilimle konuşmak istiyorsan önce benimle konuşursun. | Open Subtitles | حسنا ، بريان ماكينلي، إذا أردت الحديث لصديقتي عليك أن تخبرني أولا |
| Hala konuşmak istiyorsan güvenli bir yer bulmamızı öneriyorum. | Open Subtitles | لذا أن أردتِ التحدث في هذا الأمر، أقترح أن نبحث عن مكانِ آمن. |
| Benimle konuşmak istiyorsan randevu al. Meşgulüm. | Open Subtitles | اذا اردت التحدث إلي ضعي موعدا انا مشغول. |
| Eğer tıbbi yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız ya da biriyle konuşmak istiyorsan ismim Marie Sebastian. | Open Subtitles | المعذرة، إذا كنت تعتقد أنك بحاجة أي مساعدة طبية، أو... أعني، إذا كنت ترغب بالتحدث إلى شخص ما |
| Hala bir sorunun varsa ve konuşmak istiyorsan, avukatları çağıracağım. | Open Subtitles | إن كان ما تزال لديك مشكلة تريدين التحدث عنها اتصلي بمحامي الدفاع في النيابة |
| - Yani eğer konuşmak istiyorsan... - Konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لذا إن أردت التكلم - لست بحاجة إلى التكلّم - |
| Onunla konuşmak istiyorsan, ona gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لو أردتَ الحديث معه.. علينا أن نذهب إليه |
| Evet Nash olmasına direniyorum çünkü o suçlu değil. Ama onunla konuşmak istiyorsan gidip konuşalım. | Open Subtitles | كلاّ، أنا أحتج ضدّها لأنها ليست الفاعلة لكن إن أردتِ التحدّث إليها، فلنفعل ذلك |
| Daha önce söylemiştim Patty, eğer konuşmak istiyorsan araman yeterli. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ باتي ، متى ما أردتِ الحديث اتصلي بي فقط |
| Geçen gece olanları konuşmak istiyorsan... | Open Subtitles | إن كنتِ تريدين الحديث عما ..حدث تلك الليلة |
| konuşmak istiyorsan, memnuniyetle... | Open Subtitles | لو أردت أن تتحدث ...فسوف يسعدني أن |
| Hakları konuşmak istiyorsan, önce hangi tarafta olduğunu söyle. | Open Subtitles | هل تود أن تتكلم عن الحقوق؟ أولاً، أخبرني لأيّ جانب أنت تقف. |
| Sen de şunu bil, ...eğer iş konuşmak istiyorsan, biz de sadece iş konuşuruz. | Open Subtitles | وفقط لذا تَعْرفُ، إذا تُريدُ الكَلام حول العملِ، دعنا نَتحدّثُ عن العملِ. |