| Eğer ilgilenirseniz, sizin açılış konuşmanızı hazırladık. | Open Subtitles | اعددنا خطابك للحفل المفتوح اذا كنت مهتمة لالقاء نظرة عليه |
| konuşmanızı sevdim ama krallıkları birleştiren İskoç Kral 5. | Open Subtitles | أعجبني خطابك ولكن ألم يكن الملك الاسكتلندي جيمس السادس |
| Bundan dolayı konuşmanızı güvendiğiniz arkadaşlarla deneme yapmanız ve hangi kısımlarda karmaşa yaşadıklarını bulmanız önemli. | TED | لذلك، من الأهمية بمكان أن تختبر نص حديثك مع أصدقائك المقربين وأن تتعرف على الأجزاء التي تسببت في إرباكهم وتشتتهم. |
| konuşmanızı bitirdiğinizde, MRI çekin ve LP yapın. | Open Subtitles | عندما تنهون حديثكم اجروا صورة رنين مغناطيسي و فحص القطنية |
| Size İngilizce konuşmanızı söyledim. Sorununuz nedir? | Open Subtitles | لقد أخبرتكما بالفعل أن تتحدثا بالإنجليزية ما المشكلة معكما؟ |
| Usb'nin içerisine ses kayıt cihazı yerleştirdim ve tüm konuşmanızı kaydettim. | Open Subtitles | وضعت جهاز تسجيل ,في هذه الذاكرة الرائعة لذا سجلت محادثتكم كاملة |
| Ve kısa cümlelerle konuşmanızı öneririm çünkü konsantrasyonu uyuşturucu bağımlısı bir gelincik kadar. | Open Subtitles | و أقترح أن تتحدثوا في جمل قصيرة لأن مدى استيعابه كابن مقرض تحت تأثير المخدر |
| Gelip benimle konuşmanızı kim istedi? | Open Subtitles | من طلب منك أن تأتي إلى هنا وتتحدث معي ؟ |
| - konuşmanızı "kuş dili"ne çevirdim. | Open Subtitles | 30 خطاب. ترجمت خطابك للغة الأطفال. |
| Gerek yok, sadece güzel konuşmanızı okuyun. | Open Subtitles | لا داعي , فلقد قرأت خطابك الرائع |
| konuşmanızı yapmanız için sizi saray geri götürmem lazım. | Open Subtitles | عليّ أن أصحبك إلى القصر لتلقي خطابك |
| Bu akşamki konuşmanızı gerçekten dört gözle bekliyoruz. | Open Subtitles | نتطلع حقاً إلى خطابك الليلة |
| Bay Robert. Gösteriden sonra konuşmanızı yapabilirsiniz. | Open Subtitles | سير (روبرت) يمكنك أن تلقي خطابك مباشرة بعد الإستعراض |
| Şimdi gülebilirsin; ama konuşmanızı bölmeme izin verdiğiniz için size daha sonra elle yazılmış bir teşekkür notu göndereceğim. | Open Subtitles | اضحك الآن لكني سأبعث لكِ رسالة شكر بخط اليد على السماح لي بمقاطعة حديثك |
| Ve dedi ki, "Kitap kulübümde TED konuşmanızı seyrettik. | TED | وقالت، "لقد شاهدنا حديثك في تيد في نادي الكتاب خاصتي" |
| Eğer bir konuşmacı olarak bir numaralı görevinizin seyircilerin akıllarında bir fikir oluşturmak olduğunu kabul ederseniz, bu görevi gerçekleştirmek için işte size dört rehber: Bir, konuşmanızı sadece bir tek büyük fikirle sınırlayın. | TED | لذلك إذا قبلت أن مهمتك الأولى كمتحدث هي أن تبني فكرة ما في أذهان المستمعين إليك فإليك أربعة إرشادات لمساعدتك على تحقيق مهمتك: أولاً، إجعل حديثك محدداً بفكرة واحدة هامة فقط. |
| Sadece araba bineceğim, yavaşça konuşmanızı bölmek istemem. | Open Subtitles | سأعود إلى سيارتي بهدوء... وسأدعكم تكملون حديثكم |
| konuşmanızı bölmek istememiştik. | Open Subtitles | لم أرغب بمقاطعة حديثكم |
| Üzgünüm, konuşmanızı duydum. | Open Subtitles | آسف سمعت حديثكم |
| Selam Dr. Burke. - İkinizin oturup konuşmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكما أنتما الإثنان أن تتحدثا إلى بعضكما |
| İkinizin oturup konuşmanızı ve benim evliliğimi bunun dışında tutmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكما أن تتحدثا إلى بعضكما و تتركا زواجي خارجاً |
| konuşmanızı dinleyeceğim. | Open Subtitles | انني سوف استمع الي محادثتكم |
| Sizden davranışları hakkında benimle konuşmanızı istedi, değil mi? | Open Subtitles | إذن , هو أرادكم أن تتحدثوا إلى لأجل مصلحته ؟ |
| Gelip benimle konuşmanızı kim istedi? | Open Subtitles | من طلب منك أن تأتي إلى هنا وتتحدث معي ؟ |
| Bu şey çok boktan.... Ben sizden sadece onunla konuşmanızı istedim. | Open Subtitles | لا أستطيع نسيان لحظة أن نصحتك بالتحدث إليه |
| - konuşmanızı böldüğüm için kusura bakmayın ama durumlar pek iyi değil. | Open Subtitles | معذرة لكوني قاطعت لحظتكما لكن هذا لا يبشر بخير |
| konuşmanızı bölmek istemezdim ama çok derin konuştuğunuz için kendimi tutamadım. | Open Subtitles | آسفة لا أقصد مقاطعة خطبتك العريضة لكن انتبهت بشدة أنك شخص عميق جدًا |
| konuşmanızı bölmek istemiyorum. | Open Subtitles | انا لا اود مقاطعة حديثكما يا رفاق |