| Gördüğünüz kişi sizinle işbirliği yapacak yaralanmış ve korkmuş bir adam. | Open Subtitles | انه رجل كسير وخائف وسوف يتعاون في هذا التحقيق |
| Büyücü beni yanına aldı, tek başına ve korkmuş bir haldeyken beni korudu. | Open Subtitles | الساحر أخذني في، الحماية المجهّزة عندما أنا كان لوحده وخائف. |
| Daha anlamadığı bir dünyada, yalnız ve korkmuş bir durumda. | Open Subtitles | إنه وحيد وخائف في عالم لا يفهمه |
| Bak, korkmuş bir bayan ile 8 yaşındaki oğlu söz konusu. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن سيدة شابة خائفة جداً لديها طفل في الثامنة. |
| Onların dışında tek tanık, korkmuş bir bayan müvekkilimin cana yakın ve arkadaş canlısı olduğunu söyledi ve Bay Prohaszka'yla olan mücadeleyi ancak başladıktan sonra gördüğünü. | Open Subtitles | الشاهد الوحيد الآخر هي امرأة شابة خائفة وذكرت بأنّ موكلي كان لطيفاً وودياً وأنها لم ترى سوى القتال مع السيد بورهاسكا) بعد أن كان قد بدأ) |
| Daha anlamadığı bir dünyada, yalnız ve korkmuş bir durumda. | Open Subtitles | إنه وحيد وخائف في عالم لا يفهمه |
| Ronnie yaşıyor. Dışarıda yalnız ve korkmuş bir şekilde. | Open Subtitles | (روني) حي، وموجود هناك وحيد وخائف |
| Umutsuz ve korkmuş bir halde... | Open Subtitles | ...مستميت وخائف |
| Ronnie yaşıyor. Dışarıda yalnız ve korkmuş bir şekilde. | Open Subtitles | (روني) حي، وموجود هناك وحيد وخائف |
| Yorgun ve korkmuş bir durumda. | Open Subtitles | متعب وخائف |