| Denizaltı kovalama konusunda bir şey bilmem, ama yeni kaptanımız bunu gayet iyi biliyor. | Open Subtitles | لا أعلم أى شئ عن مطاردة هذه الغواصه لكنى أعتقد أن الكابتن يفعل ذلك |
| Tüm birimlere, otopark katında araç kovalama olayı var. | Open Subtitles | هناك مطاردة بالسيارات في الطابق السفلي، إبلغ الجميع. |
| İblis kovalama ayakkabılarımı getirmem gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ انهُ يجدر بي أن أجلبَ حذاء مطاردة الشياطين |
| kovalama kısmında harikasın da sonrasını beceremiyorsun. | Open Subtitles | هذا الشيء انت عبقري فيه، المطاردة بقية الاشياء من خذلك |
| Testosteronla coşmuş, bu 40 tonluk erkekler kovalama sırasında arada kalan bir yavru için büyük sorun oluşturuyor. | Open Subtitles | هذه الذكور ذو الأربعين طنا المُثارة بالتستوستيرون تسبّب تهديدًا خطيرًا لأي عجل يتم القبض عليه أثناء المطاردة |
| kovalama yakında olabilecekleri anlamına geliyor yine de. | Open Subtitles | ورغم هذا مطاردتهم تعني أنهم قد يكونا قريبين، صحيح؟ |
| Domuz kovalama oyunundan bana bahsedilmemişti. | Open Subtitles | انا لا افضل مشاركتك فى لعبه مطارده الخنزير |
| Onu tekrar güldürmek için, bütün aksiliklere rağmen kendimizi ispat etmeye karar verdik ve iyi bir kovalama sahnesiyle bitirdik. | Open Subtitles | وفي محاولةٍ لتطييب نفسه، قررنا أن نثبت له أنه برغم الحظ العاثر كله، خرجنا بصناعة مطاردة سياراتٍ جيدة |
| Pekâla, dosyada bir kovalama var yazıyor. | Open Subtitles | حسناً في الملف يذكر انهُ كانت هناكَ مطاردة |
| Bu kuşku, göremediğin şeyleri kovalama duygusu ile birlikte gelir. | Open Subtitles | الشك الذي يأتيك من مطاردة شيء لم تره أبداً |
| Düşmanı kovalama, savunmalarını yıkma, geri çekilmesi için olan tek yolu kesme... ve sonra öldürmek için yaklaşma. | Open Subtitles | مطاردة العدو! تحطيم دفاعاته! قطع طريقه الوحيد للعودة! |
| Film yıldızı Brody Lassiter'ın cesedi, tehlikeli bir kovalama sahnesinde ve sahnede olup olmadığına dair henüz bir bilgi verilmedi. | Open Subtitles | جثة النجم السينمائي " رودي لاسيتر " إستكشفت أثناء تصوير مطاردة خطرة عالية السرعة هذا الصباح - لا معلومات صرح بها بعد - |
| Tilki kovalama arzunun içgüdüsel olduğunu sanıyorsun ama yıllar önce bunu sana insanlar aşıladı. | Open Subtitles | كنت تعتقد أنك أنت! عندما تريد مطاردة الثعالب، لكن آخرين زرعوا ذلك بداخلك منذ سنوات مضت. |
| Onları kötü adamları uyandırmaktan korktuğumuz için telefonla arayamıyoruz o yüzden... evrak kovalama işine kaldık. | Open Subtitles | لا يمكننا طلبهم خوفاً من إبعاد الرجال الأشرار لذلك ... فاننا عالقون تماماً في مطاردة الورق |
| Bu bir gölge kovalama örneği. | TED | هذا مثال على مطاردة الظل. |
| bu yüzden eğer kovalama çok yaklaştıkları zaman başlarsa onları yakalayabilecekler. | Open Subtitles | فلن تتمكّنّ من صيد الإمبالا إلا لو بدأت المطاردة متى يكونان قريبين للغاية |
| kovalama sırasında bir yere vurmuş olmalıyım. | Open Subtitles | لابد أني خبطتها أثناء المطاردة |
| kovalama sırasında birisi indirmek için size lazım olan araç bulunduğunuz yere göre değişir. | Open Subtitles | "السيارة التي تريدها وأنت تلاحق شخصا" "تعتمد على موقعك من المطاردة" |
| Ve bu sefer 'ayaklı kovalama' işini Fisher'a bırakalım | Open Subtitles | و دعنا نترك المطاردة لفيشر هذه المرة |
| kovalama esnasında Spartacus ve adamlarıyla karşı karşıya geldik. | Open Subtitles | -لقد صادفنا (سبارتاكوس) ورجاله أثناء مطاردتهم |
| Bizim yöne gelen manyak bir kovalama var. | Open Subtitles | انها مطارده رهيبه ماذا سيحدث في رأيك؟ |
| Demek oluyor ki, bu kovalama devam edecek." | Open Subtitles | لأنه عارٍ تماماً عن الصحة مما يعيدنا ثانية للحكاية |