| Her taraf kulağı deliklerle dolu, o kulaklar ise tek adama ait. | Open Subtitles | ، هناك الكثير من الآذان داخل هذه الزنزانة وجميعها تنتمي لرجل واحد |
| Eğer dinlemesini bilmiyorsan, kulaklar ne işe yarar ki? | Open Subtitles | ما المُراد في إمتلاك الآذان إذا أنت لن تستمع؟ |
| Sen bunu nerden duydun? Bende sihirli kulaklar var. Süper kahramanlarınki gibi. | Open Subtitles | أنا لدي آذان سحرية، مثل الرجل الخارق، أرأيت؟ |
| Tarak sizin değil demiştiniz. kulaklar sizinkiyle eşti, ve söylediğim gibi DNA eşleşiyordu. | Open Subtitles | وحتّى الآن فهاتان الأذنان متطابقتان مع إذنيكِ ومع الحمض النووي كما قُلت سابقًا. |
| 70 kilo işkembe, kelleyi aldın mı? , kulaklar, ciğer, rahim? | Open Subtitles | 70كيلو جرام من لحم الكرش ، هل حصلت لحم الرأس ، الأذن ، الكبد والرحم ؟ |
| Umarım bu sefer kulaklar o kadar göze batmaz. | Open Subtitles | آمل أن تكون الأذان واضحة قليلاً هذه المرة |
| kulaklar, kafaya göre daha aşağıda ve büyük kalır. | Open Subtitles | اذا الاذان منخفضة و كبيرة بما يتناسب مع الرأس |
| Eğer o kulaklar birisinin benim hakkımda konuştuğunu duyarsa, o kişi ölür. | Open Subtitles | إذا سمعت هذه الآذان ،أيّ شخص يتكلم عنّي ذلك الثرثار سيموت |
| Sana kızmak zor, özellikle de bu kulaklar varken. | Open Subtitles | يصعب البقاء غاضباً منك خصوصاً مع تلك الآذان |
| Gözlerini ve kulaklarını da yapmalıyız. Sivri kulaklar tıpkı tilki gibi. Ona ne ad vereceğiz? | Open Subtitles | نحتاج أن نعطيها عينان ، ثم بعض الآذان الآذان المدببة ، مثل الثعلب ، ماذا نسميها ؟ |
| Bu geceki South Bank Show'da Steve Coogan ve yeni sanat kurulumu "Hareket Hâlindeki kulaklar" var. | Open Subtitles | كما ميلفين براج الليلة على الضفة الجنوبية مشاهدة، ستيف كوجان وله تركيب فن جديد الآذان على هذه الخطوة. |
| Oje, yanaklar, kulaklar, topuz, çanta, hempalar, dişler, | Open Subtitles | آذان , أظاهر , دمامل , صبغة حقيبة , صندوق غداء , أسنان , صندوق بريد |
| "Sende kimin kulakları var, kulakların nesi var..." "...ve o kulaklar sende var mı" diye oynanan klasik bir oyun. | Open Subtitles | اللعبه الكلاسيكة المتعلقه بأي آذان تملك و لمن تعود تلك الآذان |
| Güzel melodileri dinleyebileceğim kulaklar verdiğin için sana şükrediyorum. | Open Subtitles | ... أشكـرك على منحي آذان للإستمتـاع بالأغـاني الجميلة |
| Gözler, burun, kulaklar ve ağız insanımsı. | Open Subtitles | العينان، الأنف، الأذنان والفم جميعهم ذوات هيئة بشرية. |
| Gözler, burun, kulaklar ve ağız insanımsı. | Open Subtitles | العينان، الأنف، الأذنان والفم جميعهم ذوات هيئة بشرية. |
| Bu yaşlı kulaklar "pazarlık" kelimesini mi duydu? | Open Subtitles | هل سمعت هذه الأذن الكبيرة سمعت صفقة؟ |
| Ama, kulakların... kulaklar yalan söylemez. | Open Subtitles | الآن، لكن ليس الأذن الأذن لا تكذب |
| Büyük kulaklar daha mı iyi duyar ya? | Open Subtitles | هل حقاً أصحاب الأذان الكبيرة يسمعون أفضل ؟ |
| En zarif omuzlar, en güzel saçlar, en hoş kulaklar. | Open Subtitles | الشعر الاجمل.. الاكتاف الاجمل.. الاذان الاجمل |
| Bedendeki... her zevk kulaklar aracılığıyla... harekete geçirilebilir. | Open Subtitles | هذا يوخز. كل المتعة فى جسدك يمكن ان تثار من خلال الاذن. |
| Gözler, kulaklar, burun, kafa derisi, değerli eşyalar? | Open Subtitles | عيون, أذان, أنوف فروة رأس, أعضاء خاصة؟ |
| kulaklar açık. | Open Subtitles | أغلقوا أفواهكم و أفتحوا آذانكم |
| Ona "metal kulaklar" diyoruz. Merhaba Bay Winger. | Open Subtitles | نسمي ذلك الحصول على أذنان معدنية |
| Yanlış! kulaklar kalacak, ve sana sebebini söyleyeyim: | Open Subtitles | أذنيك ستحتفظ بهما و سأقول لك لماذا |
| Mide anlamıştı da kulaklar duymaya hazır değildi. | Open Subtitles | والمعده قد تفهمت الامر ولكن الآذن لم تكن مستعده لتسمع |