| İlk akış çantada keklik ve kulede yükseliyorlar. | TED | الشلال الأول كان سهلا للغاية وصعدوا طابقا إضافيا في البرج. |
| kulede bir sürü tüfek ve cephane var ama tek makineli silah var. | Open Subtitles | هناك الكثير من البنادق والزخيرة ...في ذلك البرج و لكن يوجد رشاش واحد |
| Tam olarak 12:17'de kulede, kapıları açıyor olacağım. | Open Subtitles | تحديداً عند الـ 12: 17 سأكون في البرج و أفتح البوابات |
| Hemen piste birilerini gönderin. Ben kulede olacağım. | Open Subtitles | استدعى احد لمراقبة ممر الهبوط ساكون فى برج المراقبة |
| Sana gelince, karım, ömrünün sonuna kadar tekrar o kulede kapalı kalacaksın! | Open Subtitles | وبالنسبة لك يا زوجتي سأحبسك في برج حتى نهاية أيامك |
| Seni kulede gördüğüm anda üzüntün beni derinden etkiledi. | Open Subtitles | اللحظة التى رأيتك فيها بالبرج لقد تحركت مشاعرى بسبب حزنك |
| En iyisi, suçluların ve serserilerin konulduğu bu kulede tutalım onu. | Open Subtitles | يُفضّل أن نتركه هنا في البرج المخصص للمجرمين والمتشرّدين |
| kulede de hiç oturmuyordu. | Open Subtitles | لم يسبق له أن جلس باستقامة أبداً في البرج |
| Diğer kaynaklar, sorunun kulede kazadan önce olduğunu ve bununla bir ilgisi olabileceğini söylüyorlar. | Open Subtitles | تقارير اخرى تشير الى انه كانت هناك مشاكل في البرج قبل حدوث الحادث و ان ذلك ربما تسبب في حصول الحادث |
| Pekala, dikkatini ver. O kulede, bize 5 milyon dolar kazandıracak bir cihaz var. | Open Subtitles | هناك جهاز فوق البرج سوف يأتينا بخمسة مليون دولار |
| Ama hayatım, kulede ikimiz için muhteşem bir yemek ayarladım. | Open Subtitles | لكن يا عزيزتي، لقد رتبت عشاءاً رائعاً لنا في البرج ليس بالأمر المهم، يمكننا أن نعمل عليه غداً |
| Gece, seninle birlikte bunun üzerine çalışır mıyız? Ama, sevgilim, gotik kulede bizim için mükemmel bir son yemek ayarladım. | Open Subtitles | لكن يا عزيزتي، لقد رتبت عشاءاً رائعاً لنا في البرج |
| Mahkûmları senin taraftaki kulede tutuyorlar. | Open Subtitles | تعرف البرج عليك جانب ذلك حيث السجين يبقي |
| Lütfen benden 90 yaşındaki büyük teyzenin kulede yaşayan bir vampir olduğuna inanmamı bekleme. | Open Subtitles | رجاءً لا تتوقع منى أن أصدق أن عمتك الكبيرة ذات الـ 90 عاماً مصاصة دماء و تعيش فى البرج |
| Şimdi, English, senden bu akşam kulede olmanı ve sergiyi gözlemeni istiyorum. | Open Subtitles | الان, انجليش, انا اريدك ان تكون في البرج الليله,لتراقب ازاحة الستار |
| Eğer gece yarısı o kulede olamazsam sonsuza dek bu dünyada kalacağım. | Open Subtitles | إذا لم أكن عند البرج في منتصف الليل سأنحصر في هذا العالم للأبد |
| Koordinat 703003. Gözlem raporlarına göre kulede iki yüksek rütbeli subay var. | Open Subtitles | الوقع 703003 و تقول التقارير أن هناك ضابطين من الرتب العليا في البرج |
| Bayan Salisbury'nin, kulede tutulduğunu ve oğlunun idam edileceğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن السيدة ساليسبري مسجونة في البرج وأن إبنها قد أعدم |
| Her kulede gözcüler var, iki tane kapılarda, beş tane karargâhlarda. | Open Subtitles | هناك حراس في كل برج حراسة إثنان عند البوابة خمسة في بيت الحراسة |
| Ben Fırtına Banks, Baybridge su kulesinden canlı olarak bildiriyorum. Kimliği belirlenemeyen bir kız kulede kapalı kaldı. | Open Subtitles | نبث على الهواء من برج الماء و يعتقد أنهم وجدوا فتاة محتجزة |
| kulede bir adamın çığlığı ile uyandım. | Open Subtitles | لقد استيقظت بسبب رجل يصرخ في أعلى برج ما. |
| Üniversitede oda arkadaşımın babasının yıkılırken ikinci kulede olduğunu öğrendim. Bu bir kabus. | Open Subtitles | لقد أكتشفت للتوّ، بأن زميلتي الجامعيّة بالسكن كان والدها بالبرج الثاني عندما سقط، إنه كابوس |
| kulede kim görevliydi? - OIM. | Open Subtitles | من كان مسئول عن البريمة من وجهة نظرك ؟ |