| Karındaki kurşun yarası, ağır iç kanama ama kurşun yok. Ve yara çıkışı da yok. | Open Subtitles | جرح رصاصة في البطن، نزيف داخلي كبير، لكن لا توجد رصاصة ولا جرح خروج. |
| 'Bu dünyada bu bedene dokunacak kurşun yok madam.' | Open Subtitles | لا توجد رصاصة في العالم يمكنها أن تلمس هذا الجسد يا سيدتي |
| Silahta kurşun yok ki. | Open Subtitles | لا يوجد رصاص بهذا المسدس - هل انت متاكد من ذلك؟ |
| - İçinde kurşun yok. | Open Subtitles | لا يوجد رصاص فيه |
| Silahımız yok. Gümüş kurşun yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أسلحة ولا رصاصات فضية |
| Bunda kurşun yok! | Open Subtitles | إنه فارغ من الرصاص |
| Hal'de kurşun yok, Dr. Brennan'da yok. | Open Subtitles | لا توجد رصاصة في (هال)، ولا في الد. (برينان). -ماذا؟ |
| kurşun yok. | Open Subtitles | لا توجد رصاصة |
| kurşun yok, kan yok. | Open Subtitles | لا يوجد رصاص , و لا دم |
| - Bu kadar silahın içinde kurşun yok. - Merle, kes sesini! | Open Subtitles | -كل هذه المسدسات ولا رصاصات بهم |