| Kurabiyeden sosis, yumurta akı ve şekerden ekmek, ketçap görünümlü vişne sosu ve hardala benzeyen karamel sosu. | Open Subtitles | إنها مكونة من عجين البسكويت المقلي داخل كعك السكر وبياض البيض مضاف إليه صلصة الكرز وخردل الكراميل |
| Kurabiyeden daha çok ne isterdim biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين ما الذي أريده أكثر من البسكويت ؟ |
| Kurabiyeden ziyade ne istiyorum anne biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين ما الذي أريده أكثر من البسكويت ؟ |
| Peki yanında da ellerimle yaptığım Kurabiyeden ister misin? | Open Subtitles | ماذا عن بعض لطيفة، محلية الصنع الكوكيز تول هاوس؟ |
| Kurabiyeden nefret ederim. | Open Subtitles | أنا أكره الكوكيز |
| Ve ormanın ortasında cadının zencefilli Kurabiyeden evi vardı. | Open Subtitles | و في وسط الغابة بالضبط كان يوجد بيت الساحرة من كعكة الزنجبيل |
| Sanırım Kurabiyeden. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا بسبب البسكويت |
| Hangi Kurabiyeden yapacaksın? | Open Subtitles | أي نوع من "البسكويت" ستعمل؟ |
| - Kurabiyeden nefret ederim. | Open Subtitles | أكره البسكويت |
| Kurabiyeden nefret ediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تكرهي الكوكيز |
| Ve ormanın ortasında, cadının, zencefilli Kurabiyeden evi vardı. | Open Subtitles | و في وسط الغابة بالضبط كان يوجد بيت الساحرة من كعكة الزنجبيل |
| Greta korkuyordu. Cadının gerçekten Kurabiyeden evi olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | كانت (جريتا) خائفة، لأنها كانت تظن أنه هناك ساحرة بمنزل كعكة الزنجبيل |