| Radikal bir mimarın klişesi bir kuruma karşı savaş veren öfkeli genç bir adam gibidir. | TED | إبتذال المعمارية الراديكالية هونوع من غضب الشاب المنتقض ضد المؤسسة |
| Bu soylu kuruma zarar vermekten olabildiğince kaçınmaya çalıştım. | Open Subtitles | لعلمكم كنت آمل تفادي الإضرار بهذه المؤسسة النبيلة |
| Ama gördüğüm kadarıyla senin ne bu kuruma ne de başka hiç bir şeye saygın yok. | Open Subtitles | لكني أرى بأنك لا تبدي أي إحترام لهذه المؤسسة و لا غيرها |
| Şimdi Batılılarca az bilinen güçlü bir siyasi kuruma geliyoruz: Parti'nin Organizasyon Departmanı. | TED | والأن نأتي إلى مؤسسة سياسية قوية، لا يعرفها الغربيون كثيراً: إدارة تنظيم الحزب. |
| Kurumdan kuruma giderek reform için savaşmak yerine, Anayasallaşmaya gitme zamanı. | TED | بدلاً من الذهاب من مؤسسة إلى مؤسسة، للقتال من أجل الإصلاح، حان وقت لجوئنا للدستور. |
| Bizi karışıklığa sokan bu yalandan oluşmuş ağlar bizi beraber yapan kuruma kadar geri götürebilir. | Open Subtitles | شبكة الكذب التي تحيطنا يمكن أن تكون متصلة الآن.. للمؤسسة المطلقة التي جمعتنا معاً. |
| Çocuk bir "kuruma"ya benzeyen bir arabanın gittiğini görmüş. O modeli bilmiyorum. | Open Subtitles | تقول الفتاة أنها سـيارة كوروما ولكن لا اعرف السيارات |
| Böyle bir kuruma girip çıkmak mı sizin gibiler için, yalnız girmek mi? | Open Subtitles | هل ستقضون أعماركم في الدخول والخروج من مثل هذه السجون؟ التى يمكث فيها أغلبكم أكثر مما يمكث خارجها؟ |
| kuruma ait bu çeklere attığı imzalar tamamen birbirinin aynı. | Open Subtitles | توقيع " كيتلين " الموجود على إيصالات المؤسسة رسمي تماماً |
| - Evet, çok iyi, Bakın, beni bu kuruma çeken şeylerden birisi de buydu zaten. | Open Subtitles | أفهم ذلك، هذا من الاشياء التى جذبتنى لهذه المؤسسة |
| Bebeğim, kafama takılıyor. Bu kuruma karşı dava açtım. | Open Subtitles | عزيزي , انا معتنية بها رفعت دعوى قضائية ضد هذه المؤسسة |
| Siz de uzlaşmanın hala mümkün olduğunu umarak son çare olarak bu kuruma geldiniz. | Open Subtitles | جئت إلى هذه المؤسسة كحل أخير على أمل أن تكون المصالحة ما زالت ممكنة |
| Bu güzel kuruma olan daimi desteğiniz ve hamiliğiniz için sonsuz teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لكم لرعايتكم ودعمكم المتواصل .إلى هذه المؤسسة الرفيعة |
| Siz de uzlaşmanın hala mümkün olduğunu umarak son çare olarak bu kuruma geldiniz. | Open Subtitles | جئت إلى هذه المؤسسة كحل أخير على أمل أن تكون المصالحة ما زالت ممكنة |
| Tam da bu inanılmaz kuruma. | Open Subtitles | إلى هنا تمامًا. مباشرةً إلى هذه المؤسسة الرائعة، |
| Tapınağa, camiye, kiliseye ya da herhangi bir dini kuruma gitmek gibi sinemaya gitmek de birçok açıdan kutsal bir ritüel gibidir. | TED | كالذهاب لمعبد أو مسجد أو كنيسة أو أي مؤسسة دينية الذهاب لمشاهدة الأفلام، لعدة أسباب، هي شعيرة مقدسة |
| Aile yanı bakım her zaman çocuğu bir kuruma yerleştirmekten iyidir. | TED | الرعاية الأسرية هي دائما الأفضل من وضع الطفل في مؤسسة. |
| Washington Anıtı gibi, bu ülkeye mutlak kutsallık katan bir kuruma dönüştürülebilir. | Open Subtitles | مؤسسة مقدسة إيجابية فى هذا البلد ، مثل نصب واشنطن |
| Kendi emekleriyle şirketini büyütüşünü izledim ve... şimdi de her şeyin bu kuruma bırakılmasını vasiyet ediyor. | Open Subtitles | شاهدته يبني شركته من الصفر والآن هو على استعداد لأن يمنح كل شيء للمؤسسة الخيرية |
| Hizmet etmeye yemin ettiğin kuruma sırtını çevirdin. | Open Subtitles | لقد أدرت ظهرك للمؤسسة المعني بك خدمتها |
| kuruma, Japonca araba demektir. | Open Subtitles | زيفا السيارة يابانية الصنع لذا تسـمى كوروما |
| Böyle bir kuruma girip çıkmak mı sizin gibiler için, yalnız girmek mi? | Open Subtitles | هل ستقضون أعماركم فى الدخول والخروج من مثل هذه السجون؟ التى يمكث فيها أغلبكم أكثر مما يمكث خارجها؟ |