| Bütün kusurlarına rağmen ondan daha iyisini beklerdim. | Open Subtitles | مع كل عيوبه فقد توقعت بأن لديه كرامة اكثر. |
| kusurlarına rağmen parayı verirlermiş, herkes onu severmiş. | Open Subtitles | كانوا يمنحونه إياه رغم عيوبه لأن الجميع يحبه |
| Tehlike sinyallerine aldırmamız gerekiyordu fakat gücü kusurlarına ağır basıyor. | Open Subtitles | ، كان علينا الإنتباه إلى الإشارات التحذيرية لكن مزاياه كانت تتفوق على عيوبه |
| Talidomit ilacı hamile annelerde doğum kusurlarına sebep olmuştu. Kesinlikle. | Open Subtitles | كما يسبب الثاليدوميد عيوب ولادية عند الأمهات الحوامل |
| Bilgisayarlar, insan kusurlarına sahip olmamalılar. | Open Subtitles | ليس من المفترض على الحواسيب أن تكون لديها عيوب البشر. |
| Asıl sorulması gereken başka neler doğum kusurlarına sebep olur? | Open Subtitles | بالضبط,اذن اظن ان السؤال هو ما الذي يسبب العيوب الولادية أيضا؟ |
| Şüpheli karakteristik kusurlarına dayanarak mı erkekleri hedef alıyor? | Open Subtitles | هل الجاني يستهدف الرجال بناء على العيوب في شخصياتهم؟ |
| Nasıl oluyor da, bir erkeğe bakarken... kusurlarına gözünü kapıyorsun da... kendine bakarken sadece kusur görüyorsun? | Open Subtitles | كيف عندما تنظري لرجل... لا ترين أي من عيوبه لكن عندما يتعلق الأمر بكِ لا تري سوى العيوب؟ |
| Hiç herhangi birinin kusurlarına aşık olmadın mı? Ben estetik cerrahıyım. | Open Subtitles | لا أعلم ، اقد وقعت في حب شخص بسبب عيوبه |
| kusurlarına rağmen iyi bir programdı. | Open Subtitles | حسناً، كان برنامجاً جيدا رغم عيوبه. |
| - Barb ve George'u, Gelson ve Roselle'i hatta bütün kusurlarına rağmen Paul amcayı bile sevmeye başlamıştım. | Open Subtitles | (الأن أصبحت أحب (بارب) و (جورج (و (جيلسون) و (روزيل حتى العام (بول) مع كل عيوبه |
| Gerçekten onun kusurlarına yoğunlaş. | Open Subtitles | -ركزي في عيوبه |
| Bilgisayarlar, insan kusurlarına sahip olmamalılar. | Open Subtitles | ليس من المفترض على الحواسيب أن تكون لديها عيوب البشر. |
| Bütün kusurlarına rağmen, babam ne zaman toplanacağını bilirdi. | Open Subtitles | رغم كل عيوب أبي , كان يعرف متى ينسحب |
| Bütün kusurlarına rağmen, babam ne zaman toplanacağını bilirdi. | Open Subtitles | رغم كل عيوب أبي , كان يعرف متى ينسحب |
| kusurlarına rağmen gözündeki değerimi biliyorum. | Open Subtitles | ورغم كل تلك العيوب, كنت أعرف دائماً موقفي منه. |
| Radyasyon kansere ve doğum kusurlarına yol açar. | Open Subtitles | التعرّض إلى الإشعاعِ يُؤدّي إلى السرطانِ... العيوب الولادية. هوراشيو... |
| Yaptıkları amniyo bu doğum kusurlarına neden oldu. | Open Subtitles | إختبار"الأمنيو" سبب هذه العيوب الخلقية |
| Senin fiziksel kusurlarına dikkat çekmeye hazır ol, Amy. | Open Subtitles | ، لديك استعداد لبعض العيوب البدنية يا ( ايمي ) |