| 2078 yılında 75. yaşımı kutlayacağım. | TED | في العام 2078، سأحتفل بعيد ميلادي الخامس والسبعين. |
| Hayır, ama sen kutlamasan da, benim kutlayacağım bir yıldönümü bu. | Open Subtitles | لا، ولكنها ذكرى سأحتفل بها دائما حتى لو لم تحتفل بها أنت. ولن تحتفل بها |
| Cadılar bayramını coşkuyla kutlayacağım. | Open Subtitles | إنني سأحتفل بعطلة الساحرات بكل حماس و نشاط |
| Sanırım şimdi küçük bir akşam yemeği yiyip Noel'i kutlayacağım. | Open Subtitles | حسناً ، أظن أننى سأتناول على عشاء صغير الآن و أحتفل الكريسماس |
| Ben de kutlayacağım. "Evet ! | TED | و عليه سوف أحتفل "نعم! لقد وصلنا إلى القمة، لقد نجحنا!" |
| Başka bir zamanı beklemek zorunda çünkü bunu kesinlikle dışarı çıkıp kutlayacağım. | Open Subtitles | حسنٌ، يتحتّم عليكِ تأخير ذلك لأنّني سأخرج لأحتفل حتماً |
| Bugün Dört Temmuz. Karımla birlikte kutlayacağım. | Open Subtitles | انه عيد الرابع من يوليو و أنا سأحتفل به مع زوجتي |
| Bugün Dört Temmuz. Karımla birlikte kutlayacağım. | Open Subtitles | انه عيد الرابع من يوليو و أنا سأحتفل به مع زوجتي |
| Ama hepinizi bir araba kazasında giderseniz kiminle kutlayacağım? | Open Subtitles | لكن سأحتفل به مع من إذا كلكم كنتم في حادث سيارة؟ |
| Padawan'ım öldüyse, yasını tutacağım fakat geride bıraktığı hatıralar vasıtasıyla onu kutlayacağım. | Open Subtitles | لو أن متدربتي لاقت حتفها سوف أحزن عليها ولكني سأحتفل بها جيداً من خلال ذكراها |
| Orada tekrar avukat oluşumu kutlayacağım ve bu da ancak tam yük alırsam olur. | Open Subtitles | حيث سأحتفل مرة أخرى بكوني محامي، والتي يمكن أن تحدث لو أخذت حمولة كاملة. |
| Dr. Jones, tam dört yıldır Mandarin konuşmamıştım bu yüzden siz kutlamasanız da ben kutlayacağım. | Open Subtitles | دكتور جونز ,انا لم اتكلم اي كلمه بالمندرين منذ حوالي 4 سنوات اذاً ، سأحتفل حتى لو كنت لا تريد ذلك |
| Harika ebeveynleriz. Bir birayla kutlayacağım bunu. | Open Subtitles | نحن بالفعل والدين عظيمين أنا سأحتفل ببيره |
| Biz burada oğlumla yasımızı tutarken, Rus köleyi mi kutlayacağım? | Open Subtitles | هل سأحتفل مع الجارية الروسيّة فيما أتحسّر على ابني؟ |
| Yukarı Doğu yakasında kusursuz bir Sevgililer Günü daha peki ben nasıl kutlayacağım? | Open Subtitles | إنه عيدٌ حبٌ آخر مثاليٌ للمظاهر... في الجانب الشرقي الراقي، وكيف سأحتفل أنا؟ |
| Bildiğiniz üzere Amy'nin doğum gününü onunla kutlayacağım. | Open Subtitles | حسنا، كما تعلمون، سأحتفل بعيد ميلاد أيمي برفقتها، |
| O zamana kadar, Lordumuzun doğuşunu, kalede, ailemle kutlayacağım. | Open Subtitles | سوف أحتفل بمولد ربنا هنا فى قلعة عائلتى |
| - Bu gece tarihi zaferimi kutlayacağım. | Open Subtitles | الليلة، أنا أحتفل بنصريالتاريخي.. |
| kutlayacağım kimsem yoktu. | Open Subtitles | أن ليس لدي مَن أحتفل معه |
| Bu işler bir bitsin Monte'nin kıçında bir kurşunla kutlayacağım. | Open Subtitles | عندماينتهيهذاالأمر... أود أن أحتفل بضرب (مونت) في صدره |
| Frankfurt'ta kutlayacağım, anne. | Open Subtitles | سوف أحتفل به في "فرانكفورت"! |
| Ve bu arada, bu akşam kaybetmemi kutlayacağım. | Open Subtitles | بالمناسبة، عندي ...اليوم حفل لأحتفل بهزيمتي |