| Boğazında delik olan kuzeninden aldığın 2 dolarlık merlot şarabından lazım. | Open Subtitles | مرحباً، أنا بحاجة إلى أحد تلك دولارين من ميرلوت يمكنك الحصول عليه من ابن عمك الذي له ثقب في رقبته |
| kuzeninden ve o iğrenç arkadaşlarından uzak dur. | Open Subtitles | يجب ان تبتعدي عن ابن عمك والحثاله الذين معه |
| Adımlarını doğru atarsan, kuzeninden daha çabuk yükselebilirsin. | Open Subtitles | أذا لعبت أوراقك بشكل صحيح ستخرجين من هذا السرداب أسرع من قريبتك |
| İhbar ettiği son kişi onun kuzeninden başkası değildi. | Open Subtitles | وجدنا سيارته في مكان نائي. الشخص الاخر سبق ان قبضنا عليه وهو لايساوي شيء بدون ابن عمه. |
| Muzafar, babamın kuzeninden olma oğlu. | Open Subtitles | مضفر هو ابن ابينا من قريبته |
| kuzeninden iste... hükümet sanat çalışmalarını destekliyor, onun kağıtlara erişimi vardır. | Open Subtitles | يمكن أن تطلب من قريبك الحكومة تدعم سفينة الفن خاصته يمكنه استصدار تصريحات كهذه |
| E- posta hesabı varmış. Calgary'deki kuzeninden bahçıvanlık kuponları gelmiş. | Open Subtitles | كان لديها حسب إلكتروني، وتتبادل النصائح بشأن التشجر مع قريبها في بلدة "كالغاري"، |
| Alfabeyi geğirerek okuyan kuzeninden sonra hiç olmaz. | Open Subtitles | ليس بعد إبن عمك الذي كان يتجشأ الأبجدية وهو يتحدث |
| Hiçbir erkek biraderinden ya da kuzeninden sorumlu tutulamaz. | Open Subtitles | لا يوجد رجل يُعد حارس لأخيه أو إبن عمه |
| Biliyor musun bir keresinde sana kuzeninden korkan insanların olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | اتعلمين لقد اخبرتك قبلا هناك اناس بالخارج يخشون ابن عمك |
| Ve kuzeninden bahsediş şekline de dayanamıyorum. | Open Subtitles | ولا يمكنني تحمل الطريقه التي يتحدث بها عن ابن عمك |
| Hayır, bu bölümde sana Grand Aupuni'de bellboyluk yapan kuzeninden bahsedeceğim. | Open Subtitles | كلا, هذا الجزء الذي أخبرك به بأني أعرف "أن ابن عمك يعمل في حمال الحقائب "في "غراند اوبوني |
| Sırrımı senden sakladıysam, kuzeninden de saklayabilirim. | Open Subtitles | بما أني نجحت في إخفاء سري عنك، أعتقد أني أستطيع التعامل مع قريبتك. |
| Fiziksel özelliklerin kuzeninden farklı değil. | Open Subtitles | تركيبك الفيزيائي لا يختلف عن تركيب قريبتك |
| Birlikte olduğun tüm kızları anlattığını söylemiştin bana ama ne kuzeninden, ne fahişelerden ne de Raj'dan bahsetmiştin! | Open Subtitles | بيرناديت" ، إسمعي" - لقد كذبت عليّ - لقد قلت أنك أخبرتني بكل الفتيات التي كنت معهم "لكنك لم تذكر أبداً قريبتك أو العاهرة أو "راج |
| Zavallık yaratık, kuzeninden daha keskin dişleri olduğu halde tüm övgüleri Mamut topluyor. | Open Subtitles | مخلوق يحب الوحدة, اسنانه واضحة مثل ابن عمه الماموث هو كل المجد, |
| Kardinal Sforza kuzeninden bir teklif getirmiş. | Open Subtitles | كاردينال سفورزا احضر اقتراحا من ابن عمه |
| Umalım da Kral James, tarladan köylü seçmede kuzeninden daha iyi olsun. | Open Subtitles | لنأمل أن الملك (جايمس) يجيد كشف فلاح مطالب بالعرش أكثر من قريبته السيدة (غوردون) |
| Peki ya... Biraz önce kuzeninden bahsediyordun. | Open Subtitles | ماذا عن قريبك الذي كنت تتحدث عنه |
| Ve Maeby bir anlığına kendini kuzeninden üstün hissetti. - Ve dayısından da. | Open Subtitles | وللحظة، شعرت (ميبي) بأنّها متفوقة على قريبها ، وعمّها في هذا الأمر |
| Çünkü kuzeninden daha uzun yaşamanı istiyorum. | Open Subtitles | لأني أريدك أنت تعيش فترة أطول من إبن عمك |
| Diyor ki, madalyon kuzeninden bir hediyeymiş, yaratığa tapmıyormuş ve eğer serbest bırakacaksa niye yakalamamızda yardım etsinmiş? | Open Subtitles | يقول أن السلسلة كانت هدية من إبن عمه وأنه لا يعبد المخلوق ! |
| George Michael'ın kuzeninden uzak durma çabaları... başarısızlıkla sonuçlandı. | Open Subtitles | محاولات جورج مايكل لابقاء نفسه بعيدا... عن ابنة عمته اثبتت عدم نجاحها |