| - Buyur. Hocam Kuzey kutbunda altı ay gece, altı ay gündüzdür. | Open Subtitles | مولانا، في القطب الشمالي لديهم 6 أشهر نهار و 6 أشهر ليل |
| Kuzeninin bir üssü var bir kale, sanırım, Kuzey kutbunda. | Open Subtitles | قريبُكِ لديه قاعدة إنها حصن، كما أعتقد في القطب الشمالي. |
| Geçen sene buradayken, sizlere Kuzey kutbunda yaptığım yüzüş hakkında konuşuyordum. | TED | العام الماضي عندما كنت هنا، كنت أتحدث عن السباحة التي أنجزتها بقطع القطب الشمالي. |
| Ürkünç, bakışlarında çok uzaklara gitmişsin gibi bir ifade var ama o bakışla Kuzey kutbunda olman da muhtemel olabilir. | Open Subtitles | رأيت بعض اللوك بنفسي لكن بهذا اللوك تكوني بالقطب الشمالي |
| Kuzey kutbunda ağustos, buzullar hızla eriyor. | Open Subtitles | أغسطس، المحيط المتجمد الشمالي و الجليد يذوب بسرعة |
| Bu söylediklerin Kuzey kutbunda kavga sebebidir. | Open Subtitles | في القطب الشمالي الناس هناك يتعاركون بالكلمات |
| Ben yere düşüp bayılmıştım, sense her nasılsa Kuzey kutbunda ortaya çıkmıştın. | Open Subtitles | لقد أنهيت فقداني للوعي على الأرض، وبشكل ما أصبحت أنت في القطب الشمالي. |
| O benim kuzenim Kuzey kutbunda hayat bulan ses hariç Kripton'daki ailemden geriye kalan tek kişi. | Open Subtitles | العائلة الوحيدة التي لدي إضافة إلى ثلج مفصول من القطب الشمالي |
| Kuzey kutbunda, bir kar fırtınasına karşı bir kutup ayısını takip ettim. | Open Subtitles | لقد تتبعت أنا الدب القطبي عبر التندرا في القطب الشمالي في عاصفة ثلجية |
| Bu fotoğraf manyetik Kuzey kutbunda çekildi. | Open Subtitles | هذة الصورة الطيفية اخذت في مركز القطب الشمالي المتجمد. |
| Bu fotogram manyetik Kuzey kutbunda çekilmiş. | Open Subtitles | هذة الصورة الطيفية اخذت في مركز القطب الشمالي المتجمد. |
| Bu gece Kuzey kutbunda olmam gerekiyor. | Open Subtitles | نعم. أحتاج للوصول الى القطب الشمالي على الفور ، مثل ، هذه الليلة. |
| Gerçek evim Kuzey kutbunda ama eriyor, bu yüzden şimdilik burada kalıyorum. | Open Subtitles | ان منزلي الحقيقي هو في القطب الشمالي لكنه يذوب الان لذا انا اسكن هنا حاليا |
| Gidip Kuzey kutbunda neler oluyor bir baksam iyi olacak. | Open Subtitles | من الأفضل أن أذهب في وأرى ماذا يحدث في القطب الشمالي. |
| Nerede olduğunu bile bilmiyorum. Kuzey kutbunda bir yerde. | Open Subtitles | لا أدري أين تقع كومو إنها في القطب الشمالي |
| Kuzey kutbunda oyuncak yapman gerekirdi | Open Subtitles | من المفترض أن تكون في القطب الشمالي تصنع الألعاب |
| Kuzey kutbunda donmuş olarak bulunan bir Alman denizaltısındaki teknolojiyi geri getirmek için gizli göreve gönderilen bir ekibin parçasıydın. | Open Subtitles | لقد كنت ضمن فريق عمليات خاصة أرسلتم لإستعادة تقنية من حطام غواصة ألمانية وُجدت مُجمدة في القطب الشمالي |
| Bu fotoğrafa bakarak benim Kuzey kutbunda olduğumu düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا يمكن أن تظني أني كنت بالقطب الشمالي بناء على هذه الصور. |
| Çünkü Kuzey kutbunda ozon deliği var. | Open Subtitles | لأنه بالقطب الشمالي يوجد فتحة الأوزون |
| Fakat binlerce kilometre öteden yayılan sera gazları Kuzey kutbunda denizi daha asidik hale getirmiştir. | Open Subtitles | لكن غازات البيوت الزجاجية التي نطلقها من بعد آلاف الأميال جعلت المحيط المتجمد الشمالي أكثر حامضية |