| Fakat bir süre önce, retinanın Laser görüntülemesini geliştirmiş olan oftalmolog arkadaşım Carmen Puliafito yardımıyla şunu anladım; | TED | ولكن منذ فترة, من خلال مساعدة من زميل لي طبيب العيون، كارمن بوليافيتو الذي طور ماسح ليزر لشبكية العين وجدت التالي |
| Laser menzilli, 25mm patlayıcı ve ve yüksek tahribat özellikli Hedefin arkasına programlana bilir. | Open Subtitles | بها ليزر للتوجيه و قذائف 25 ملم, بها قذائف شديدة الإنفجار, يمكنك برمجتها للتفجير من خلف العدو |
| Bu sikik Laser tag lobisinden biri burada ne arıyor? | Open Subtitles | وما الذى يفعله شخصٌ يحب "ليزر تاغ" في هذا المكان |
| Yalnız bu sefer James'i kodu vermek için aramak yerine kodu taşımak için Laser üzerindeki kuantum etkisini kullanacağız ve standart fiber optikten James'e göndereceğiz. | TED | باستثناء أننا في هذه المرة، عوضًا عن الاتصال لإعطاء جيمس الشفرة سنستعمل التأثيرات الكمية على ليزر لنقل الشفرة وإرسالها على متن ألياف بصرية نمطية إلى جيمس. |
| "Şu an... "...2011 Tri-County Laser Tag ikinci şampiyonuyla konuşuyorsun. | Open Subtitles | أنت تتحدث مع بطل دوري بطولة صراع الليزر لعام 2011 |
| Laser Blended Vision adı verilen teknikte ise, cerrahlar bir gözü diğerinden daha uzak görüş mesafesine ve diğer gözü de daha yakın görüş mesafesine hafifçe ayarlıyor. | TED | في أسلوب يسمى ليزر الرؤية المختلطة، يعمل الجراحون على تخصيص إحدى العينين للرؤية البعيدة فيما يجري تخصيص الأخرى لمدى الرؤية القريب. |
| Önceki gece müzeden çıkıyordum tam "Laser Floyd" gezegen odası boşalıyordu. | Open Subtitles | كيف فعلت ذلك؟ الليلة الماضيه كنت خارجا من المتحف كما كان "ليزر فلويد" خارجا من القبة الفلكية. |
| Aya "Laser" yerleştirdiğimiz aşama. | Open Subtitles | التي تقوم فيها بوضع ليزر" ضخم على القمر" |
| Bilmiyorum makine gibi bir seyden sanki Laser gosterisi gibi bir sey Laser makinesi baba acele et, seni ozledim, korkuyorum sakin ol bebegim seni kurtaricam cok yakinda | Open Subtitles | لا أعرف يوجد آله مثل اشعه الليزر اشعه ليزر .... أبى |
| Aslında yarın akşam pek iyi olmaz Laser Floyd'u izlemeye gidelim diyorduk. | Open Subtitles | في الحقيقة غدا لن ينفع فكرت أننا ربما نذهب لمشاهدة (ليزر فلويد) |
| Bu durum, işimi engellememişti çünkü yetişkin olarak vakit geçirmeyi Laser Quest oynamak ve porno izlemek sanan birini yönetmekle meşguldüm. | Open Subtitles | أنها لم تؤثر علّي. كوني مشغولةٌٌ جداً بأدارة شخص واحد والذي فكرتة عن ليله البالغين أنها لعب " ليزر كويست " و الخلاعه. |
| Gerçekten bir sigara istiyorum. Laser doğduğundan beri hiç içmedim | Open Subtitles | في الحقيقه أريد أن أدخن، لم أدخن منذ ولادة (ليزر). |
| Laser tag, çarpışan arabalar falan. | Open Subtitles | العاب ليزر ، سيارات اللعب او ما شابه |
| Atari salonları, Laser Tag falan. | Open Subtitles | أتعرف, ذو أروقة ولعبة "ليزر تاغ" وما إلى ذلك |
| Laser Tagci birinin burada ne işi var? | Open Subtitles | وما الذى يفعله شخصٌ يحب "ليزر تاغ" في هذا المكان |
| Hayır anne Laser Floyd arkadaşım değil Laser Floyd, Pink Floyd şarkılarının lazerlisi. | Open Subtitles | لا ، أمي (ليزر فلويد) ليس رجلا ليزر فلويد) هي موسيقى) فلويد) وردية مع أشعة) |
| Bu bağlamda Laser Floyd'u görmek için tek yol Ağaç Parkındaki yapraklara yansıtma yapılması. | Open Subtitles | إذا استمر الأمر هكذا الطريقة (الوحيدة كي أرى (ليزر فلويد إذا عكسوه على ورقة شجرة في معرض الأشجار |
| Laser Floyd, Laser Floyd Ağaç Parkı, iğrenç yerler, Laser Floyd. | Open Subtitles | (ليزر فلويد) ، (ليزر فلويد) (معرض الأشجلر ، مقدمة عشاء ، (ليزر فلويد |
| Yani "Laser" kelimesindeki S harfi, belki biliyorsunuzdur. | TED | والذي، كما تعلمون، هو السبب وراء الليزر. |
| Laser kullanıp en ufak nesnel değişimleri bile ölcücez. | Open Subtitles | و سنوثب الشعاع الليزر عليه لتعقب اي تغيرات في حجم |
| Annemin özel Fransız tostlu kahvaltısıyla uyanmak doğum günü tacımı takmak tüm arkadaşlarımla Laser Tag oynamak. | Open Subtitles | أصحو على الخبز الفرنسي مع إفطار أمي المميز أرتدي تاج ملك عيد الميلاد ألعب لعبة تعقب الليزر مع كل أصدقائي |