| Kirâ sözleşmemi uzatıyorum ve Los Angeles'taki evimi de satmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | سأقوم بتمديد إقامتي هنا وأفكر في بيع منزلي في لوس أنجلوس. | 
| Şu anda, Los Angeles'taki bir numaralı radyo şovunun sunucusuna bakıyorsunuz. | Open Subtitles | خمنوا ماذا، أنتم تنظرون للمقدّم الأول للبرامج الإذاعية في لوس أنجلوس | 
| Şanslıyız ki Los Angeles'taki stüdyomuzdan üç sokak ötede ICT denen bir yer var. | TED | لحسن حظنا، على بعد ثلاثة عمارات سكنية من الاستوديو الخاص بنا في لوس أنجلوس في مكان يدعي بمعهد التكنولوجيات الإبداعية. | 
| Los Angeles'taki insanların boş ve yüzeysel olduklarını söylemek istedim. | Open Subtitles | لقد كنت أقصد أن الناس في لوس انجلوس متكبّرين وسطحيّين | 
| Los Angeles'taki bu hükümet binasında büyük bir patlama olduğu. | Open Subtitles | انفجار رئيسي في مبنى حكومى في لوس انجلوس | 
| Los Angeles'taki en iyi aile avukatına parasını ödeyeceğim. | Open Subtitles | سأقوم بالدفع لأفضل محامي متخصص بشؤون العائلة في لوس أنجلس | 
| Belki Los Angeles'taki ışık yüzünden. Pencerelerdeki mozaik camlar ışığı yansıtıyor. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هي أنوار في لوس أنجليس و الزجاج الفسيفسائي في تلك النوافذِ أنهم من النوعِ المتعارض، | 
| Los Angeles'taki bombalı saldırı için Rick Garcia'ya dönüyoruz. | Open Subtitles | الأن يعود إلى ريك غارسيا مع كثير من المتفجرات في لوس أنجلوس | 
| Tamam, anladım. Los Angeles'taki Amerikan Merkez Bankası. | Open Subtitles | لقد كان هذا بنك الإدخار الفيدرالي في لوس أنجلوس | 
| Hemen arkamda, David Palmer'ın bir saat kadar önce suikaste uğradığı, Los Angeles'taki apartmanı görüyorsunuz. | Open Subtitles | .. الأن , إنظروا خلفي الشقة بالمبنى في لوس أنجلوس.. حيث أُغتيل الرئيس دايفيد بالمر | 
| Los Angeles'taki yakın akrabasına haber verin ama gizli tutsunlar. | Open Subtitles | يمكنك إبلاغ أقرب إقربائهم في لوس أنجلوس لكن أطلب منهم الحفاظ على السرية | 
| Carl, yeğenini Los Angeles'taki evine taşımamı istiyor. | Open Subtitles | كارل ,يريدني أن آخذ أبنة أخته إلى بيته في لوس أنجلوس | 
| Ellie, düşündüm de Los Angeles'taki çocuklar sen olmadan da yaşar. | Open Subtitles | إيلي لقد كنت أفكر أطفال في لوس أنجلوس هم لا يحتاجون مساعدتك | 
| Los Angeles'taki Costa Gravan Büyükelçiliği sizin için hazırlık yapıyor. | Open Subtitles | أن سفارة كوستا جرافن في لوس أنجلوس مستعدة لإستقبالك | 
| Los Angeles'taki insanların kusursuz ve zayıf olduklarını söylediğimde buradakilerin şişman ve çirkin olduğunu imâ etmek istemedim. | Open Subtitles | عندما أقول أن الناس في لوس انجلوس مثاليين ونحيفين لم أقصد أن أشير أن الجميع هنا سمين وقبيح | 
| Los Angeles'taki suç oranlarının düşmesi, benim görüntülerimi çok daha değerli hâle getiriyor sanırım. | Open Subtitles | مع انخفاض معدل الجريمة في لوس انجلوس ذلك يعني أن ما املكه واقدمه تحديداً ذي قيمة عالية | 
| Ben de o uzmanlığı burada, Los Angeles'taki, büyük bir davada kullanıyorum. | Open Subtitles | و أنا في الحقيقه استخدم ذلك الاتقان ذاته حالياً على قضيه مهمه هنا في لوس انجلوس | 
| Buradaki ya da Los Angeles'taki ofisine giremeyeceksin. | Open Subtitles | مما يعني لست مؤهلا لولوج المكتب الموجود هنا و في لوس أنجلس | 
| Birincili ödülü, yazın Los Angeles'taki film kampına katılmak. | Open Subtitles | حسناً، الجائزة الأولى هي قضاء الصيف في مخيم أفلام هوليوود في لوس أنجلس | 
| Chandra, bizi Los Angeles'taki düğününe çağırıyor. | Open Subtitles | شاندرا تريدنا أن نحضر زفافها في لوس أنجليس | 
| Elvis'in aldığı Los Angeles'taki evde karısı Cindy'yle mutlu bir şekilde yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش سيندي بسعادة مع زوجته في لوس انجليس في منزل اشتراه ألفيس. | 
| Tiyatro öğretmenim seçmelerdeki menajeri tanıyormuş adam orada beni izliyormuş ve beni Los Angeles'taki ortağına önermiş. | Open Subtitles | مدرس الدراما يعرف احد الوكلاء الذى كان ضمن الجمهور وكان يشاهدنى وهو يريد ان يضمنى فى جمعيه فى لوس انجلوس | 
| - CIA'in en değerli varlıkları Los Angeles'taki bir yeraltı mahzeninde tutuluyor. | Open Subtitles | معدات الاستخبارات الأغلى ثمنا محفوظة في مدفن أرضي في مؤسسة بلوس أنجلوس | 
| Doğu Los Angeles'taki arkadaşlarına geri dönmeye çalışıyor. - Hıyar. | Open Subtitles | يحاول أن يضبط الأمور مع أصدقائه بغرب لوس أنجلوس. |