| müşterilerden çikolatayı, sevdiklerine yapacakları iyilikler karşılığında satın almalarını istedi. | TED | وطلبت من الزبائن شراء الشوكولاته مع الوعد بعمل الخير نحو أحبائهم. |
| Initech'de yaptığınız iş... müşterilerden tarifnameleri alıp... onları yazılımcılara vermek mi? | Open Subtitles | الذي تفعله في انيتك أنك تاخذ متطلبات الزبائن وتعطيها لمهندسي البرامج ؟ |
| Ve müşterilerden biri "nasıl olurda banka zamanında açılmaz" diyerek şikayette bulundu. | Open Subtitles | وأحد الزبائن كان يشتكي كيف ان المصرف لم يفتح في موعده |
| müşterilerden biri seni masasına davet ederse, kabul etmelisin. | Open Subtitles | عند استدعاء العملاء لك إلى طاولته، يجب عليك قبول. |
| Halen müşterilerden, haber vermelerini bekliyoruz ama hiçbiri öyle bir mesaj almamış. | Open Subtitles | مازلنا في إنتظار الرد من بعض العملاء لكن لم يتلقَِ أي منهم رسالة غير مألوفة |
| Müşteri ne söyledi? O bildiğimiz müşterilerden değil, o bir gazeteci. | Open Subtitles | ماذا قال الزبون - لم يكن زبونا, كانت ناقدا - |
| Sigortalı ve mutlu müşterilerden bazılarıyla tanışalım. | Open Subtitles | تَركَيُقابلَالبعضمِنْهذه الزبائن المُؤَمَّنون السعداء. |
| Sigortalı ve mutlu müşterilerden bazılarıyla tanışalım. | Open Subtitles | يتصل بعدد خسائر مجاناً لنقابل بعض من هؤلاء الزبائن المُؤَمَّنون السعداء |
| Taşıcıyı elemanımızdır hayvanları müşterilerden alır, sonra da geri bırakır. | Open Subtitles | إنه من يهتم بالحيوانات هنا يأخذ الحيوانات من الزبائن ويرجعها لهم بنفسه |
| Bize Alexa'nın çıktığı diğer müşterilerden bahseder misiniz? | Open Subtitles | هل تستطيعين اخبارنا عن الزبائن الآخرين التي واعدتهم أليكسا ؟ |
| Beraber çalıştığı insanlar ve müşterilerden başka hiç arkadaşı var mıydı? | Open Subtitles | بجانب الزبائن و زملاء العمل, هل كان لإيرني أي أصدقاء؟ |
| Dediklerine göre senin yüzündenmiş. Sen, nasıl derler, müşterilerden biriyle münakaşa yaşamışsın. | Open Subtitles | لأنك خضت ما أسموها بمشاجرة مع أحد الزبائن لقد تعاركتما |
| Nereli yabancı müşterilerden pek hoşlanmazsın? | Open Subtitles | من بين جميع الزبائن اﻷجانب من تكرهين أكثر؟ |
| Belki müşterilerden birisi heyecanlandı. | Open Subtitles | لربما أحد الزبائن قد تحمس أكثر من اللازم يا إلهي الرحيم, لا عجب أن لا أحد يزوركِ |
| müşterilerden bir tanesi bahşiş olarak biraz Nair ve birkaç kadın jileti bırakmış. | Open Subtitles | احد الزبائن قد ترك اكرامية بعض شفرات الحلاقة النسائية. |
| müşterilerden çalan kişileri çalıştıramayacağımızı biliyorsun. | Open Subtitles | لأيمكننا الأبقاء على العمال اللذين يسرقون من الزبائن,أ تعلمين |
| Bu müşterilerden hiçbiri size hizmetlerinizden daha fazla yararlanmayacaklarını söylediler mi? | Open Subtitles | لديك أي من هؤلاء العملاء على وجه التحديد قلت لك لن تستعمل احدهم |
| müşterilerden açılacak muhtemel davalardan korunmak için dijital ortamda bunları toplayıp depoladığınızı da biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم انك تحب تنزيل وحفظ التسجيلات لحماية نفسك من اي دعاوى قضائية مقدّمة من العملاء |
| Bu gece müşterilerden bir çok mükemmel yorum aldık. | Open Subtitles | لقد استقبلنا كثير من التعليقات الممتازة من العملاء اليوم |
| Bak bakalım, büyük müşterilerden biriyle bir sorunu var mıymış? | Open Subtitles | اكتشف اذا كانت تواجه أي مشكلة مع العملاء الكبار |
| - O bildiğin müşterilerden değil. - Bir viski! | Open Subtitles | ليس زبونا محترما - شرابا - |
| Kıyafetler kendini belli eder zaten ama müşterilerden kastınız bu insanlarsa, mağazamız annenizin kıyafetlerini asla satmayacaktır. | Open Subtitles | الأزياء تتكلّم عن نفسها لكن لسوء الحظ، محلاتنا لن تحمل أبداً خطّ أمّك إذا كانت هذه النوعية من الزبناء |
| Bunları müşterilerden saklamana yardım ettim. | Open Subtitles | ساعدتك في تهريب ذلك المبلغ خلال الجمارك |