| Masamıza yemek getirebilmek için mısır tarlasında öküz gibi terlediğini gördüm onun. | Open Subtitles | رأيته يتعرق مثل ثور في حقل الذرة ليتمكن من إيجاد.. بعض الطعام ليضعه لنا على المنضدة |
| Böylece bizi mısır tarlasında deliler gibi koşturdu ve dereye bir ölüm atlayışına zorladı. | Open Subtitles | زويدنا بذلك اللعب خلال حقل الذرة وتلك قفزة تحدي الموت إلى الوحل العميق جدا |
| Hiç bir mısır tarlasında çıplakken geri geri koştun mu? | Open Subtitles | هل خلعت ملابسك من قبل وجريت بالعكس خلال حقل ذرة |
| İlk önce salıncakta sallanıyordum, sonra kendimi mısır tarlasında buldum. | Open Subtitles | للحظة أنا أتأرجح على المرجيحة وفي لحظة أنا في وسط حقل ذرة |
| Geceyarısı bir mısır tarlasında çırılçıplak koşmaktır. | Open Subtitles | إنه كالجري عارياً إلى الوراء في حقل للذرة بمنتصف الليل |
| Doktor Glenn mısır tarlasında bir uzay gemisi gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | أخبرني دكتور (غلين) برؤيتك سفينة فضائية بحقل ذرة ليلة أمس |
| Kıyafet tüccarlığı yapmadığı zamanlarda 1. karayolunun kenarındaki bir mısır tarlasında çalışıyor. | Open Subtitles | عندما لا يكون مشغولاً كبائع ملابس متجول كان يعمل أجيراً في حقل الذرة على الطريق رقم 1 |
| Sizi bu mısır tarlasında terk etmeden önce eve dönüş yolunu hatırlayan var mı? | Open Subtitles | ...الآن، قبل أن أهجركم في حقل الذرة هذا هل تذكر أحدكم الطريق للمنزل؟ ... |
| mısır tarlasında bulduğum şeysin sadece. | Open Subtitles | أنت مجرد شيء وجدته في حقل الذرة |
| Crowley Corners denilen bir yerdeki bir mısır tarlasında. | Open Subtitles | إنه يشبه حقل الذرة بشكلٍ أكبر. في بعض الأماكن التي تُدعى "زوايا كراولي" |
| - Eğer acelen olsaydı, beni mısır tarlasında da öldürebilirdin. | Open Subtitles | -إذا كنت مستعجلة، كان يمكنكِ قتلي في حقل الذرة |
| mısır tarlasında bir ceset var. | Open Subtitles | لدينا واحد ميت في حقل الذرة |
| Baba, mısır tarlasında süper güçlü bir çocuk bulduğunuzda tehlikeli olabilirim diye benden vazgeçmediniz. | Open Subtitles | أبي عندما وجدت وأمي فتى خارقاً في حقل ذرة لم تيأسا من وضعي لمجرد أنه أمكن أن أكون خطيراً |
| Bir keresinde bakıcım tarafından kaçırıldım mısır tarlasında kovalandım ve havuza düştüm... | Open Subtitles | لقد تم اختطافى من مربيتى الجرى بداخل حقل ذرة والوقوع فى حوض السباحة |
| Meredith Joy, son haftalarda mısır tarlasında ölü bulunan üçüncü kadın. | Open Subtitles | مما يجعلها الضحية الثالثة خلال الأسابيع الفارطة التي وجدت في حقل ذرة |
| Bir mısır tarlasında sürünerek taşları topluyordum. | Open Subtitles | كان علي الزحف عبر حقل ذرة والتقاط الحجارة. |
| Paul'la ben yemeğe çıkmıştık derken, hastalarından birisinin doğum yapası geldi ben de kendimi mısır tarlasında buldum. | Open Subtitles | بول) و أنا كنا متجهين للعشاء) عندما واحدة من مرضاه جاءها المخاض و واحد من مرضاي إنتهى به الأمر في حقل للذرة |
| Eh, mısır tarlasında bulundu. | Open Subtitles | حسناً، لقد وجد في حقل للذرة |
| mısır tarlasında bulduk diyemezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأقول أننا وجدناك بحقل ذرة |
| Şans eseri, uzay beşiği, güvenli bir yere fırlatıldı ve Dünya'ya düştü genç Superman Kansas'ta bir mısır tarlasında sevgi dolu üvey ailesi, Martha ve Jonathan Kent tarafından bulundu. | Open Subtitles | لحسن الحظ , مهده الفضائي رمي إلى الأمان وسقط على الأرض... . حيث تم العثور على الطفل (سوبرمان) بحقل ذرة في (كانساس)... |