| Onun çalışan bir arabası var, ...ve eğer farketmediysen, burada mahsur kaldık. | Open Subtitles | لديه سيارة تعمل، وفي حال لم تكن قد لاحظت، نحن عالقون هنا. |
| O zamandan beri altuzayda mahsur kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقون في الفضاءِ الثانويِ مُنذُ ذلك الوقت |
| Hayır, hayır, yanılıyorsun. Yanılıyorsun! Günlerce burada mahsur kaldık! | Open Subtitles | كلا أنت مخطىء كنا عالقين لأيام والعاصفة.. |
| Ben güvenlik görevlisi Rick, altıncı asansörde mahsur kaldık... Yardım gerekli, bu acil bir durum! | Open Subtitles | هنا حارس الآمن ريك لقد علقنا بالمصعد الـ 6 نحتاج للمساعدة فلدينا شخص مريض |
| Bu çağrıyı duyan birileri varsa, Colorado Leadville'deki Elm Sokağındaki KXWT radyo istasyonunda mahsur kaldık. | Open Subtitles | اذا كان هناك احد باستطاعته سماع هذا نحن محاصرون في محطة الراديو كي اكس دبليو تي في شارع اي ال ام في ليدفايل ، كولورادو |
| Havuzda mahsur kaldık, dostum. | Open Subtitles | يا، نحن نَلتصقُ في هذه البركةِ، رجل. |
| Sırf sen bir perinin kalbini kırdın diye burada mahsur kaldık! | Open Subtitles | و الآن نحن عالقان وسط المجهول فقط لأنّكَ فطرتَ قلب حوريّة |
| Helikopter gelene ya da bina yıkılana kadar çatıda mahsur kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقون في هذا السطح إلى حين وصول المروحية أو إلى أن ينهار المبنى |
| - Atlantic City'de mahsur kaldık! - Kaldık mahsur Atlantic City'de! | Open Subtitles | نحن عالقون في أطلانتيك سيتي - ستي أطلانتيك عالقون نحن - |
| Madem burada mahsur kaldık bari tadını çıkaralım. | Open Subtitles | حسناً، في حين نحن عالقون هنا يجب علينا أن نستفيد من ذلك. |
| Teknolojinin uğramadığı bu topraklarda mahsur kaldık. Denedim. | Open Subtitles | الآن نحن عالقين في أرض نسيان التكنولوجيا |
| Burada senin yüzünden mahsur kaldık. Sana güvenmiştim. | Open Subtitles | ـ أجل، إنها غلطتك لأننا عالقين هنا، لقد وثقت بك ـ غلطتي؟ |
| Bu diyarda çok uzun süre mahsur kaldık bence. | Open Subtitles | أظنّنا بقينا عالقين في هذه البلاد لفترة أطول مِن اللازم |
| Ben güvenlik görevlisi Rick, altıncı asansörde mahsur kaldık... Yardım gerekli, bu acil bir durum. | Open Subtitles | هنا حارس الآمن ريك لقد علقنا بالمصعد الـ 6 نحتاج للمساعدة فلدينا شخص مريض |
| Kuzeybatıda köşedeki yatak odasında mahsur kaldık. | Open Subtitles | لقد علقنا في ركن غرفة النوم الشماليّة الغربيّة |
| Saatlerdir burada mahsur kaldık ve yardım gelmemesi kuvvetle muhtemel. | Open Subtitles | نحن محاصرون هنا منذ ساعات وهناك امكانية جداً ضئيلة ان المساعدة لن تأتي |
| 212. yollun dışında bir kulübede mahsur kaldık. | Open Subtitles | نعم، نحن محاصرون في كوخ خارج طريق 212 |
| Galiba mahsur kaldık. | Open Subtitles | أعتقد نحن نَلتصقُ. |
| Anlamıyor musun Neşe? Burada mahsur kaldık. | Open Subtitles | ألا تفهمين الأمر، يا (فرح) نحن عالقان بالأسفل هنا |
| Etrafına bak, Buffy. Burada mahsur kaldık. | Open Subtitles | أنظري حولك يا بافي نحن محاصرين هنا |
| Beşinci asansörün boşluğunda mahsur kaldık. | Open Subtitles | نحن محصورون بالقرب من الدهليز الخامس |
| 9. Doğu otobanında, otobüste mahsur kaldık. | Open Subtitles | لا نستطيع الخروج من حافلة مدرسية معطلة على 9 شرق |
| - mahsur kaldık. - Hayır, kalmadık. Kestirme bir yol biliyorum. | Open Subtitles | ـ إننا عالقون ـ كلا، ليس كذلك، أنني أعرف طريق مختصر |
| Burada, yabancı bir dünyada mahsur kaldık ve siz neyi tartışıyorsunuz? | Open Subtitles | هانحن الآن عالقون على كوكب غريب وأنتما تتنافسان على السلطة |