| Yakın bir zamanda ayrıca kaba makarnayı ince barok çerçeveler yapmak için kullandım. | TED | مؤخرا,عملت ايضا بعض بدلا من ذلك حواشي ذات صبغة تعبيرية من المعكرونة |
| İşin zor kısmı, bireyin karakterini yansıtan makarnayı bulmak... | Open Subtitles | أصعب جزء هو إيجاد المعكرونة التي تعبّر عن الشخص. |
| Peynirli makarnayı 10 yaşımdan beri yemiyorum. | Open Subtitles | لم أحب المعكرونة والجبن منذ أن كنت بسن العاشرة |
| Peki, o zaman bana... makarnayı getirebilirsin. | Open Subtitles | في هذه الحالةِ يُمْكِنُك أنْ تَجْلبَ الباستا |
| Bir şekilde, onun sevdiği peynirli makarnayı yapmanın artık bir önemi kalmadı. | Open Subtitles | و بشكل ما إعداد المكرونة بالجبن كما يحبها تفقد معناها |
| Geçen hafta yaptığın gibi makarnayı alıp kafana koy. | Open Subtitles | ضعي "السباغيتي" على راسك كما فعلتِ الأسبوع الماضي. |
| Aynı sen canımı sıkarken benim dünyadaki en kötü güveçli makarnayı yediğim şu akşam yemeklerimize alıştığım gibi. | Open Subtitles | كما اعتدت انا على عشائنا هذا التي تحطمين فيه معنوياتي والتي حاولت ان ااكل ابشع معكرونة في تاريخ الطعام |
| makarnayı çok haşlamayın. | Open Subtitles | مستحاثات بصلصة البندورة تأكد من ان المعكرونة انها سوف تكون مطبوخة |
| Bu makarnayı tattığında, sana söylemek istediğimi anlayacaksın. | Open Subtitles | حينما تتذوقين المعكرونة ستكونين سعيدة لأنك أتممتها على أكمل وجه |
| Kalamar soslu pilavlı makarnayı deneyelim. | Open Subtitles | دعينا نجرب شرائح المعكرونة بالحبار إنك لاتعني ذلك حقاً |
| Suyu kaynatıp, makarnayı içine koyup, kavanozu açmayı mı öğretti? | Open Subtitles | كيفَ تغلي الماء, وتضعي المعكرونة وتضيفي البهارات؟ |
| makarnayı şimdi atma, 3 saat sonra gelecekler. - Ne oldu? | Open Subtitles | لا تضيفي المعكرونة الآن، إنهم لن يعودوا للمنزل قبل ساعات. |
| makarnayı soyunma odasındaki jakuzide kaynattım. | Open Subtitles | قمت بسلق المعكرونة في الحوض الساخن في غرفة التدريب. |
| Dünden kalan o makarnayı bölüşsek mi? | Open Subtitles | أتريد أن نتقاسم المعكرونة الباقية من الليلة الماضية؟ |
| makarnayı çıkart ve kaburgaları kontrol et ve ben dönene kadar, bu ikisinin burayı yerle bir etmelerine izin verme. | Open Subtitles | أخرج الباستا وتفقد هذه الضلوع وامنع هذه الاثنين من تدمير المكان حتى أعود |
| Belki bir tabakta beraber yerler ve biterken son parça makarnayı şu köpekler gibi emerler. | Open Subtitles | ويَنتهي بهم الأمر بمص نفس قطعة الباستا مثل تلك الكلاب |
| - Böyle iyiyim. - makarnayı paylaşmak ister misin? | Open Subtitles | ـ أنا بخير ـ هل تُريد مُشاركتى الباستا ؟ |
| Mesela ben makarnayı severim, ama her gün yiyemem. | Open Subtitles | انا أحب المكرونة لكن لا أستطيع أن أأكلها كل يوم |
| Ne zamandan beri fırında makarnayı sevmiyorsun? | Open Subtitles | منذ متى لا تحب المكرونة والجبن؟ |
| makarnayı biraz daha severdi. | Open Subtitles | ربما كان يحب السباغيتي أكثر من غيرها |
| Teknik olarak "sanki" (like), "tıpkı" (as) olmalı, ama kulağa gülünç geliyor, sanki yazar Homeras'a özgü büyük bir mecaza girişmek üzere -- "tıpkı bir paket çubuk makarnayı açmışsınız ve dışarı çıkmış gibi." | TED | تقنيا، كلمة "تشبه" يجب تغييرها إلى "مثل،" لكن هذا يبدو سخيفا، كما لو أن المؤلف كان على وشك الشروع في تشبيه شاعري عظيم- "مثل فتحك لعلبة معكرونة." |
| Önerilere açığım ama tüm ipuçlarımız boş çıktı ve o çocuklar tanıkları kurtarabilecek bir şey biliyorsa, peynirli makarnayı ocağa koyup şu evcilik oyununu başlatalım derim. | Open Subtitles | أنظر ، أنا جاهز لسماع الإقتراحات لكن كل قادتنا أصبحوا ساكنين و إذا كان هؤلاء الأطفال يعرفون شيئاً قد يساعدنا في إنقاذ الشهود إذا دعنا نضع الماك و الجبن على الموقد و أن نبدا باللعب معهم |
| makarnayı seviyor gibisin, benimkini de yiyebilirsin. | Open Subtitles | يبدو أنك تحبين المكرونه لذا فلتأكلى خاصتى |
| Evet. Cenazede hayatımda yediğim en kötü peynirli makarnayı yedim. | Open Subtitles | نعم، لقد تناولت أسوأ مكرونة بالجبن في العزاء |