|    Sizde şu Polaroid fotoğraf makinelerinden bir tane vardı, öyle değil mi?    | Open Subtitles |     هل عندك أحد من هؤلاء آلات تصوير و بولارويد لاصقة، حسنا؟    | 
|    Sana burada şu süslü espresso makinelerinden bir tane lazım.    | Open Subtitles |     ما تحتاجه هنا، هو واحدة من آلات تحضير الإسبيرسو    | 
|    Her oy pusulasını tekrar sayım makinelerinden geçirecekler.    | Open Subtitles |     سوف نعد كل ورقة اقتراع من خلال آلات الفرز مرة أخرى    | 
|    Ayrıca kasadan Z raporu almayı unutma ve post makinelerinden döküm alacağım.    | Open Subtitles |     ولا تنسى إفراغ ماكينة النقود أيضًا وإيقاف ماكينات بطاقات الإئتمان    | 
|    Ayrıca kasadan Z raporu almayı unutma ve post makinelerinden döküm alacağım.    | Open Subtitles |     ولا تنسى إفراغ ماكينة النقود أيضًا وإيقاف ماكينات بطاقات الإئتمان    | 
|    O sigara makinelerinden birini ne kadara alabiliriz?    | Open Subtitles |     بكم نستطيع شراء واحدة من الآت السجائر تلك؟    | 
|    Florida'nın 67 ilçesi, teker teker oy pusulalarını sayım makinelerinden geçiriyor.    | Open Subtitles |     واحد تلو الآخر, كل مقاطعات فلوريدا الـ67 تمرر بطاقات اقتراعها من خلال آلات الفرز مرة أخرى    | 
|    Muhtelemen şu an satış makinelerinden bir gezinti alıyor.    | Open Subtitles |     هو على الأرجح يقوم بجولة على آلات البيع الآن شكراً , د.    | 
|    Bu çocukları seviyorum, hani şu bağımlı olalım diye Las Vegas kumar makinelerinden algoritmaları alıp sosyal medya akışımıza koyan çocuklar vardı.     | TED |     أقصد أنني أقدر هؤلاء الشباب، هؤلاء الذين تعودوا أن يأخذوا الخورازميات من آلات القمار في لاس فيغاس ويضعوها أمامنا على شبكات التواصل الاجتماعي لكي ندمن عليها.     | 
|    Travis'in makinelerinden birini aldım çünkü Sara ile olan resimlerinizi sana göstermek istiyorum.    | Open Subtitles |     لقد جلبتُ إحدى آلات التصوير الخاصّة بـ(ترافيس) لأنّي أردتُ أن أريك بعض الصور    | 
|    Binanın en iyi satış makinelerinden derlenmiş, gurmelere layık akşam yemeği.    | Open Subtitles |     هذا ... عشاء من اختيار خبيرة المأكولات من أفضل آلات البيع الأتوماتيكية في المبنى    | 
|    Solaryum makinelerinden birinde uyuya kaldım, iyiyim.    | Open Subtitles |     فقط نمت في احدى آلات الدباغة    | 
|    Evet. Fotoğraf makinelerinden anlar mısın?    | Open Subtitles |     أجل هل تعرف عن آلات التصوير؟    | 
|    Bakın bu etiket makinelerinden var.    | Open Subtitles |     أشتريت إحدى آلات اللمصقات    | 
|    Şunu biliyorum, Gibson, Hava Kuvvetleri'nin şimdiye dek sahip olduğu en etkili ölüm makinelerinden birisi.    | Open Subtitles |     (ما أعرفه هو أن (غيبسن أحد أكفأ آلات القتل التي دربها سلاح الطيران    | 
|    Von Neumann'ın makinelerinden biriyle karşılaşmış olurduk.    | Open Subtitles |     (سنُصادف واحدة من آلات (فون نيومن    | 
|    - Aslında tamir etmek kolay. Sana yardım edebilirim. - Sen dondurma makinelerinden ne anlarsın?    | Open Subtitles |     يمكنني مساعدتك في اصلاحها انت لا تعلم اي شئ عن ماكينات الايس كريم هيجانز    | 
|    - Aslında tamir etmek kolay. Sana yardım edebilirim. - Sen dondurma makinelerinden ne anlarsın?    | Open Subtitles |     يمكنني مساعدتك في اصلاحها انت لا تعلم اي شئ عن ماكينات الايس كريم هيجانز    | 
|    Ticaret odası, şu teknolojik espresso makinelerinden verdi.    | Open Subtitles |     الغرفة التجارية تبرعت بإحدى ماكينات إعداد القهوة تلك    | 
|    Misal, geçen hafta Sears'taki yeni otomatik kahve makinelerinden aldım.    | Open Subtitles |     على سبيل المثال، الأسبوع الماضي، اشتريت أحد ماكينات صنع القهوة تلك من (سيرز)    | 
|    Misal, geçen hafta Sears'taki yeni otomatik kahve makinelerinden aldım.    | Open Subtitles |     على سبيل المثال، الأسبوع الماضي، اشتريت أحد ماكينات صنع القهوة تلك من (سيرز) تعلم، كل واحدة بها ساعة داخلية أحد ماكينات صنع القهوة تلك من (سيرز)    | 
|    İnsanların üzgün anlarında fotoğraf makinelerinden uzak durduğunu fark ettin mi?    | Open Subtitles |     هل لاحظتي أن الناس لا يحضرون معهم الآت التصوير في الأيام الحزينة ؟    |