| Masruk, Arap ilişkileriyle ilgili Beyaz Saray danışmanı. | Open Subtitles | مرزوق هو مستشار العلاقات العربية في البيت الأبيض |
| Masruk'un terörist saldırıyla bağlantısı varsa, işte o zaman ciddi bir ulusal güvenlik sorunumuz var demektir. | Open Subtitles | في حال كان مرزوق متورطاً في هجوم ارهابي فهذا يعني بأنه لدينا مشكلة أمن قومي ضخمة بالإضافة لذلك |
| Araç Arap-Amerikan Dostluk Derneği Başkanı Hamid Masruk adına kayıtlı. | Open Subtitles | السيارة مسجلة باسم حامد مرزوق رئيس جمعية الصداقة العربية-الأمريكية |
| - Belki de Masruk değildir. | Open Subtitles | ربما أنه ليس مرزوق |
| Basını susturamıyoruz, Bay Masruk. | Open Subtitles | لا يمكننا التحكم في الصحافة يا سيد (مرزوق( |
| Kalıntılarla, Hamid Masruk'un elimizdeki verilerinin detaylı karşılaştırılması. | Open Subtitles | بمقارنة البقايا بالتفاصيلِ المجهّزة لـ(حامد مرزوق |
| Kasık kemiğindeki bulgular Masruk'un yaşı ve boyuyla örtüşüyor. | Open Subtitles | قوامه العاني متسق يشير إلى عمر أزالت العظم بالنسبة لـ(مرزوق) كما أنه مرتفع نسبياً |
| Afganistan'daki işkence yöntemleriyle ve Masruk'un geçmişiyle uyuşuyor. | Open Subtitles | تكشف طرق التعذيب التي إستعملت في أفغانستان .لـ (مرزوق |
| Her şeyi soruşturmalıyız, Bayan Masruk. | Open Subtitles | )نحنُ يجب أن نتحرى بكل شيء يا سيدة (مرزوق |
| Bayan Masruk'un detayları bilmesi gerektiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا متاكد من أن السيدة (مرزوق( ليست بحاجة لمعرفة التفاصيل |
| Masruk'un karısı kilo verdi, makyaj yaptı diye ilişkisi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | )يعتقد بماأن زوجة (مرزوق أصبحت تتمرن وتتجمل فهي تعاشر غيره |
| Çok üzgünüz, Bayan Masruk. | Open Subtitles | نحنُ آسفون جداً ، سيدة (مرزوق( |
| - Yani, bombacı Masruk? - Evet. | Open Subtitles | - لذا (مرزوق) فجر القنبلة؟ |
| Bombacı Masruk. | Open Subtitles | )مرزوق) مفجر القنبلة |
| - Evet, bombacı Masruk'tu. | Open Subtitles | - أجل، كان (مرزوق( |
| - Masruk öldürüldü. | Open Subtitles | - )مرزوق) لم يقتل أحد |