| Meğersem o canavar, beni hayal kırıklığına uğratmak istemeyen bilinçaltı arzunun dışavurumdan öte bir şey değilmiş. | Open Subtitles | بالطبع , لقد تبين ان هذا الوحش ليس إلا تجسيد |
| Meğersem bunlardan sadece birisi doğruymuş. | Open Subtitles | تبين ان واحد من هذه الاشياء صحيح |
| Meğersem yüzüğünü uçuş sırasında parmakları şiştiği için çıkarıyormuş. | Open Subtitles | اتضح انها تخلع خاتمها عندما تكون على متن طائرة لأن اصبعها يقوم بالانتفاخ |
| Meğersem bir fahişeymiş. | Open Subtitles | لقد اتضح انها بائعة هوى |
| Meğersem yaklaşma alarmını tetikleyen benmişim. | Open Subtitles | اتضح أنني كنت الواحدة التي اطلقت جرس الأنذار |
| Meğersem bu kadar sihirbaz değilmişim. | Open Subtitles | اتضح أنني لست ساحرة بالشكل الكافي. |