| Bunu, atış menzili testimizle ve kurbanın giysilerindeki yanmamış barutla ispatladık. | Open Subtitles | تبعا لاختبار مدى سلاحنا الناري والبارود غير المحترق على ثياب الضحية |
| Eğer onlar yerleşim yerinde değillerse. Bu şeyin menzili yüz metre civarında. | Open Subtitles | ليس إذا لم يهيء للمستوطنة، هذا الشيء له مدى 100 متر فقط |
| Ama telsiz menzili dışında olmamızın imkan ve mümkünatı yok. | Open Subtitles | لكن من المستحيل هذا لقد كانوا خارج نطاق تغطية اللاسلكي |
| Uzun otların menzili dışında kalın. | Open Subtitles | إبقوا بعيدآ عن نطاق النار لهذه الحشائش الطويله. |
| Bunun menzili kisa. Bir tane dügme koysak kafi gelir. | Open Subtitles | إن تلك الآلة تأثيرها قصير المدى فمفتاح يدوي سيفي بالغرض |
| Amerikan ordusu malı. menzili yarım kilometre. | Open Subtitles | أشياء محدوده للغايه ، توجد لدى جيش الولايات المتحده فقط مداه نصف كيلو متر |
| Yaklaşık 400 metre menzili, 216 saat devamlı yayın süresi var. | Open Subtitles | و مدى عمله 400 ياردة و يستمر عمله لمدة 216 ساعة |
| menzili sadece dört metre fakat kesinlikle işe yarar. | Open Subtitles | إنّ مدى جاهزيته للعمل على مسافة أربعة أمتار وحسب، لكنها ستوقفه. |
| Hava taşıtımızın menzili dışında ancak etkilediği alan yüzlerce mil. | Open Subtitles | يمتد إلى ما بعد مدى يو أي في، لكن يَظهر يغطي مِئاتِ الأميالِ. |
| Acil durum vericisinin menzili ne kadar, 90 kilometre mi? | Open Subtitles | ماذا مدى جهاز إرسال الطّوارئ , 90 كيلومتر ؟ |
| Acil durum vericilerinin menzili ne kadar? 90 kilometre mi? | Open Subtitles | ماذا مدى جهاز إرسال الطّوارئ , 90 كيلومتر ؟ |
| Albay, ben Teğmen Ford. Binbaşı Sheppard şu an telsiz menzili dışında. | Open Subtitles | ايه العقيد، الرائد شيبارد خارج مدى الارسال. |
| 70000 Fitte avcı uçaklarının ve hava savunma füzelerinin menzili dışında uçmak üzere tasarlanmıştı. | Open Subtitles | كانت مصممة للتحليق على ،ارتفاع سبعين ألف قدم خارج نطاق الطائرات المقاتلة والصواريخ المضادة للطائرات |
| Hayır, hayır, orta bölgeyi ya da füzenin uçuş menzili içindeki hiçbir bölgeyi eleyemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا تقليص الغرب الأوسط أو أي منطقة في نطاق طيران الصاروخ .نعم، هذا ما أحاول أن أقوله لك |
| Onları, sadece uzaktan kumandanın menzili içine almalıyız. | Open Subtitles | علينا أن ندخلهم في نطاق سيطرة جهاز التحكم عن بعد |
| İki yönlü bir güç kalkanı kurdum, böylece cihazın menzili kısıtlanıyor ve kimse alana yanlışlıkla giremiyor. | Open Subtitles | وضعت درع الطاقة في اتجاهين لتقييد نطاق الجهاز وضمان أن لا أحد يدخل الحقل بطريق الخطأ |
| Bunun menzili kısa. Bir tane düğme koysak kafi gelir. | Open Subtitles | إن تلك الآلة تأثيرها قصير المدى فمفتاح يدوي سيفي بالغرض |
| O tüfeklerin menzili uzundur. O yüzden önce onları kullanacağız. | Open Subtitles | بندقيات الأهداف طويلة المدى لذا سنستخدمها في الجبهة الأمامية |
| menzili çok kısa. Ateş ederken iyice yaklaşman gerek. | Open Subtitles | إنه قصير المدى جدا يفرغ بعد الإنتهاء من الضرب |
| Hünkâr'ım, menzili uzatmak için topun ağzını sıkmakta fayda var derim. | Open Subtitles | مولاي، أظن أنه سيكون من الأفضل أن نضيق فم المدفع لنزيد من مداه |
| Kızılötesinin de yeterli menzili yok. Uzun menzilli mikrodalga kullanmak zorundalar. - Sinyali engelleyebilir misin? | Open Subtitles | الأشعة تحت الحمراء، لا تستطيع تغطية النطاق لابد أنّهم سيستخدمون الموجات الطويلة |
| menzili 100 ayak mesafesi kadar, o yüzden yakın duracağım. | Open Subtitles | لا يزيد مداها عن 100 قدم لذا علينا القاء قريبين |