| Seni kurtarmak için başkasını öldürmek zorunda kalmam midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | يصيبني بالغثيان أن أفكر أني قتلت رجلا من أجل حياتك |
| Ben sabahları bu kadar erken kahve içemiyorum, midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | أتعلم؟ لا يمكنني أن أشرب القهوة في هذا الوقت المبكر، فهذا يشعرني بالغثيان |
| Beslenmendeki bolonya sosisi kokuyor. midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | يمكنني أن أشم البولونيا في كيس غدائك أنها تثير اشمئزازي |
| Evet, ama öyle olduğunda hemen midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | أجل، لكنني حين أصل إلى ذلك فإنني أشعر بالغثيان بعد فترة |
| Balık kokusu midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | هذا يجعلني أمرض. |
| Daha fazla dinleyemeyeceğim. Bunlar midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | حسناً, لا أسنطيع الإستماع لهذا أكثر من ذلك, لأنه يصيبني بالغثيان |
| Daha fazla dinleyemeyeceğim. Bunlar midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | حسناً, لا أسنطيع الإستماع لهذا أكثر من ذلك, لأنه يصيبني بالغثيان |
| Bu iğrenç bir kase ve bakınca midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | إنه وعاء بشع يصيبني بالغثيان بمجرد النظر إليه أنت سخيف أليس هذا وعاءً لطيفاً؟ |
| Bir arkadaşımıza ihanet ettiğimizi sanıyorlar. Bu midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | يعتقدون بأننا قمنا بخيانة صديق ذلك يشعرني بالغثيان |
| Arabadayken ekranı nasıl okuyorsun, benim midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | لا أعلم كيف تتمكن من قراءة شاشتك في السيارة هذا يشعرني بالغثيان |
| Yatak midemi bulandırıyor! Neden durmuyor? | Open Subtitles | هذا السرير يشعرني بالغثيان لم لايتوقف ؟ |
| midemi bulandırıyor, her şey çok sahte oldu. | Open Subtitles | انه يثير اشمئزازي , الأمر برمته أصبح مزيف |
| Bazen sorumluluklarından kaçınmak için böyle şeyler söylüyor olabilmen midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | أتعلمين، إنه أمر يُثير اشمئزازي بالفعل كيفَ أنك ستقولين أيَّ شيء لتجنب المسؤولية عن أخطائك. |
| Doktor, bu sadece seks biliyorum bu sadece etli tart ve bir kutu şarap kombinasyonu biraz midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | إنه مجرد جنس أعلم إنه مزيج من فطائر اللحم وصندوق جعة جعلني أشعر بالغثيان |
| Parfümü midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | عطرها .. يجعلني أمرض |
| Bu sabah uyandığımda anladım ki, seni sevmemek bir kenara seninle yatma düşüncesi bile midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | استيقظت هذا الصباح وادركت بأني, لست لا أحبك فقط و لكن مجرد فكرة النوم معك تصيبني بالغثيان |
| Ne yaptığını biliyorum. Bu midemi bulandırıyor. Anlatacağım. | Open Subtitles | * أعرف ما فعلتي، إنه يشعرني بالاشمئزاز سأفشي سرك * |
| Burada fazla iyilik var. midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | هناك الكثير من الخير هنا هذا يمرضني |
| Yiyecek hiç bir şey bulamıyorum. Her şey midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | لا استطيع ايجاد شيء لأكله كل شيء يجعلني أتقزز |
| Kesinlikle biradan başka birşey içmem. Başka her şey midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | أنا رجلٌ محبٌ للجعة تحديداً أي شيءٍ سواها يجعلني أرغب بالتقيؤ |
| Kapa çeneni! Ödlekliğin midemi bulandırıyor ! | Open Subtitles | إخرس , إن جبنك يسقمني |
| Düşüncesi bile midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | يشعرني بالإشمئزاز ولكني أفكر فيه |
| Düşüncesi bile midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | حتى التفكير بذلك يجعلني أتقيأ |
| Şu ucubenin kafanın içine doldurduğu zehirli saçmalıklar midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | والسم الذي يبثه ذلك المخبول في عقلك يجعلني أريد التقيؤ |
| Ve gördüğüm şey midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | و ما أراه يجعلني أشعر بالإشمئزاز |