| Sinyal, Los Angeles'ın kuzeyindeki yüksek mikrodalga kaynaklı bir alandan yayılıyor. | Open Subtitles | الإشارة ينبع من منطقة من الأصل الميكروويف عالية شمال لوس أنجلوس. |
| Hakkında okuduğum mikrodalga fırınlardan birini sipariş ettim. | Open Subtitles | أقوم بالادخار من أجل شراء أحد أجهزة الميكروويف تلك التي قرأت عنها |
| Doğu Yakası Televizyon ve mikrodalga Programlama'nın yeni başkan yardımcısıyım. | Open Subtitles | أنا النائب الجديد لرئيس تلفزيون الساحل الشرقي ومبرمج فرن المايكرويف |
| Tabii tüm borulardaki suyu buharlaştıracak kadar güçlü mikrodalga yayıcın yoksa. | Open Subtitles | إلا إذا حصل علي مايكرويف قوي يكفي لتبخير كل المياه الرئيسية |
| Fakat mikrodalga teknolojisi, uyduların kullanımı ile kablosuz güç aktarımını çoktan mümkün kıldı. | Open Subtitles | لكن تقنيات الميكرويف جعلت هذا ممكنا لنقل الطاقة لاسلكية مع استخدام الأقمار الصناعية |
| Amcam çoraplarımı mikrodalga fırınında pişirdi... köpeğimiz de bir saat boyunca halıya kustu. | Open Subtitles | عمي كان يجفف جواربي بواسطة المايكروويف. و أستلقى الكلب على الأريكة لمدة ساعة. |
| Profesör Van Allen bana Venüs gözlemlerinden, orada olan yoğun mikrodalga radyasyondan bahsetti. | TED | البروفيسور جيمس فان ألين حدثني عن ملاحظات حول كوكب الزهرة، أنه كان هناك إشعاع ميكروويف شديد. |
| mikrodalga, spa küveti ve kablolu televizyon tüm odalarımızda mevcut. | Open Subtitles | جهاز مايكروويف و حوض استحمام بالمعادن و سلك كايبل بكل وحدة |
| - Yeni boya, yeni dolaplar, yeni döşeme yeni bir mikrodalga, yeni bulaşık makinası. | Open Subtitles | طلاء جديد، خزائن، أرضيات. ميكرويف جديد، غسّالة أطباق جديدة صامتة. |
| mikrodalga vardiyalarımıza rağmen bu mekanik aletlerin ayaklanması olayı sabah saat dokuzdan beri her yerde meydana gelmekte. | Open Subtitles | على الرغم من ان اجهزة الميكروويف تعطلت منذ التاسعة صباحا فان ثورة الالات يبدو انها تحدث فى كل مكان |
| mikrodalga yemeklerinin seni kurşundan daha çabuk öldüreceğini ne zaman öğreneceksin? | Open Subtitles | متى تعلمت شيئا عن هذا الميكروويف سوف يقتلك الطعام أسرع مما ستقتلك طلقه |
| Elbette, her zaman başarılıyımdır kendi şovum, arabalarım, harika bir mikrodalga fırınım var. | Open Subtitles | بعد برنامجي الخاص ، ومحلّ السيارات وفرن الميكروويف الرائع |
| Tam donanımlı, mikrodalga ve halen kömür kullanan bir fırın ile. | Open Subtitles | مُتكامل مع جهاز المايكرويف الأشعاعي و على الأرجح فُرن يعمل بالجمر |
| Evde mikrodalga fırının içine bir kuz küpü koyun, | TED | اذهب إلى المنزل وضع مكعب ثلج داخل المايكرويف |
| İşte bu mikrodalga fırının tasarlanmasındaki temel prensiptir. | TED | هذا هو المبدأ الذي صمم على أساسه فرن المايكرويف |
| Bir mikrodalga ve bir şişe viski abartılacak hediyeler değil. | Open Subtitles | مايكرويف و زجاجة من النبيذ تعتبر فجأه الكثير من الهدايا |
| Bu arada en son ne zaman mikrodalga olmayan sıcak bir yemek yedin? | Open Subtitles | بالمناسبة، متى تناولتِ وجبة ساخنة لم تخرج من مايكرويف محطة غاز آخر مرة؟ |
| Peki, Sen şişe geri olduğunda, ilk şey ben yapacağım mikrodalga size konur. | Open Subtitles | حسناً ، عندما تعودين لزجاجتك أول شيء سأفعله هو أنني سأضعك في الميكرويف |
| Doğu Yakası Televizyon ve mikrodalga Fırın Programcılığın başıyla tanıştığım için gerginim. | Open Subtitles | إنني متوتر فحسب لمقابلة رئيس تلفزيون الساحل الشرقي ومبرمج الميكرويف |
| Bugün ben bir mikrodalga kullandım çünkü buraya sahne üzerine büyük indiksiyon makinesi alamam. | TED | اليوم استخدمت المايكروويف لأنه لا يمكنني إحضار أداة التحريض الضخمة هنا على المسرح |
| Dev mikrodalga fırın. Neyse ki Rolex'imi vermemişim. | Open Subtitles | أكبر ميكروويف في العالم أنا سعيدة أني لم أعطك ساعتي الروليكس |
| Ayarlı bir mikrodalga ışını, gama radyasyonu bir radyo dalgası. | Open Subtitles | ،شعاع مايكروويف متناغم شعاع غاما إشارة إذاعية أيمكن أن تكون أياً من تلك الأشياء |
| Bir dolu televizyonu ve üç mikrodalga fırını var. | Open Subtitles | لديها مجموعة تلفزيونات و ثلاث اجهزة ميكرويف ما هذا؟ |
| Çatısında bir Radyo Frekansı ve mikrodalga engelleyici sistemi var. | Open Subtitles | لديه كاشف مجال ونظام ضغط موجات قصيرة هناك على السطح |
| Babası mikrodalga fırının saatini kurdu. | Open Subtitles | أعطوها نصف ساعة لحزم حقائبها الأب وقت الوقت بالمايكرويف |
| Sıkıştırılmış ve yoğunlaştırılmış mikrodalga ışını. | Open Subtitles | مكونة من حزمة أشعة مكثفة ومركزة للموجات الصغرية. |
| Ve mikrodalga pizzalarını sevdiğim konusunda yalan söyledim. | Open Subtitles | و كذبت بشأن البيتزا فى المايكرو ويف |
| Bir bulaşık makinemiz yok mesela ya da bir mikrodalga fırınımız. | Open Subtitles | فمثلاً، ليس لدينا غسالة صحون أو ميكرو ويف |
| Bu normal mikrodalga falan fırın gibi mi çalışıyor? | Open Subtitles | هل يعمل هذا الشيء كمايكرويف عادي أم ماذا؟ |