|        Ve geleneksel mimarinin tersine, tüm formu oluşturan ve mikroskopik yüzey detaylarını üreten tek bir işlemdir.         | TED |         وخلافا للعمارة التقليدية، فهي عملية واحدة تنشئ كلا النموذجين الشاملين وتفاصيل السطح المجهرية.         | 
|        Aslında yüzümüzde ve parmaklarımızda yaşayan binlerce mikroskopik canlıyı hissediyorsunuz.         | TED |         انت في الحقيقه تشعر بالآف المخلوقات المجهرية التي تعيش على وجوهنا واصابعنا.         | 
|        Bu yeşil şeyler mikroskopik bir organizma olan bir tür alg olup, Ölü Vadi'nin zor koşullarına bile dayanıklılık gösterebilmektedir.        | Open Subtitles |         هذه اللطخات الخضراء، عبارة عن طحالب، كائنات مجهرية بإمكانها أن تنمو حتى في أقسى الظروف المناخية المتغيرة في وادي الموت.        | 
|        Bunlar sabit dalga hareketi tarafından mukusu hareket ettiren mikroskopik teller.        | Open Subtitles |         هذه خطوط مجهرية التي تحرك المخاط من قبل الحركة المستمرة للموجة        | 
|        Hava durumu düzensizdir, bu da mikroskopik düzeydeki bir düzensizliğin büyük ölçekli değişimlere yol açabileceği anlamına gelir.        | Open Subtitles |         الطقس فوضوي مايعني أنه حتى الإظطراب المجهري قد يؤدي إلى تغيرات على مقياس كبير.        | 
|        Kendini onarmak için kullandığı nanobotlar görünüşe göre mikroskopik düzeyde maddeyi yeniden yapılandırabiliyorlar.        | Open Subtitles |         على مايبدو قادرة على إعادة تركب الأشياء على مستوى مجهري        | 
|        Wraithlere içten sızarak yok etmek için dizayn edilmiş mikroskopik makineler.        | Open Subtitles |         آلات مجهريه صممت للتغلغل والتدمير من الداخل وحدات مجهريه        | 
|        Gümüş iskeletteki her bir... insan kemiğinde görsel ve... mikroskopik inceleme yaptıktan sonra... örnekler alırız ve... derinlemesine aksiyolojik analiz yaparız.        | Open Subtitles |         -قهوة ساخنة بعدما رأينا وفحصنا بالمجهر... كلّ العظام البشرية في الهيكل العظمي الفضّي...        | 
|        Benim de sizinle paylaşmak istediğim, baloncuk yapmaya dair birkaç hikâye ve mikroskopik olanları yok etme bilimi.         | TED |         لذا أود مشاركتكم بعض القصص حول علم صنع الفقاقيع وعلم إزالة الفقاقيع المجهرية.         | 
|        Nehirlere akıyor ve planktonları besliyor. kıyısal sulardaki mikroskopik bitki hücreleri.         | TED |         يجري أسفل الأنهار ويغذي عوالق الكائنات الحية والخلايا النباتية المجهرية الصغيرة في الماء الساحلي         | 
|        Köpek balığı dişinin özünde mikroskopik... bir deniz algi bulundu, genellikle Kuzey Atlantik'in serin sularında bulunur.        | Open Subtitles |         والمشطورة المجهرية وجدت في لب الأسنان القرش، عادة ما توجد في المياه الباردة شمال الأطلنطي.        | 
|        Hayır, mikroskopik boyuttakiler hariç. Bakteri, virüs...        | Open Subtitles |         لا ماعدا الكائنات المجهرية البكتيريا ، الفيروسات        | 
|        Bu mikroskopik canlılar, bu bacadan çıkan ve hidrojen sülfür denilen zehirli bir bileşenle beslenmeyi öğrenmiştir.        | Open Subtitles |         هذه المخلوقات المجهرية تعلمت أن تأكل مايتدفق من تلك الفتحة مُركب مؤذي يُطلق عليه كبريتيد الهيدروجين        | 
|        Her bir disk, mikroskopik manyetize metal tanecikleri şeridi ile kaplıdır. Verileriniz orada pek de tanıdık biçimde depolanmaz.         | TED |         كل قرص مغطى بحبيبات مجهرية من المعدن الممغنط ، ومعلوماتك لاتوجد في القرص بشكل تستطيع ملاحظته،         | 
|        Evet. Aslında, ben uydurdum, çünkü sadece mikroskopik miktarlarda naqahdah kullanıyoruz.        | Open Subtitles |         نعم حسنا،إرتجلت،منذ اننا نستخدم كمية مجهرية فقط من الناكودا        | 
|        Her ikisinden de mikroskopik düzeyde kullanıyorum.        | Open Subtitles |         انا استخدم فقط اجزاء مجهرية منهم        | 
|        Ya patoloji doktorunun cep telefonunu kullanarak mikroskopik bir inceleme yapması ve bu veriyi tekrar buluta yükleyerek daha iyi bir tanı koymasına ne dersiniz?         | TED |         ماذا عن تمكين الأطباء من الاستفادة مرة أخرى من هواتفهم النقالة لتمكن من الرؤية حتى على المستوى المجهري و استخلاص تلك البيانات من أجل تشخيص أفضل ؟         | 
|        Çoğunun kendini yönlendirebilecek kabiliyeti var, ve hatta genç mercanlar bir dereceye kadar yüzebilir, mikroskopik kılları sayesinde kendilerini itiyorlar.        | Open Subtitles |         لدى العديد منهم بعض من القدرة لتوجيه أنفسهم, حتى الشعاب المرجانية الصغيرة يمكنها أن تسبح إلى حد ما, تدفع أنفسها مع الشعر المجهري.        | 
|        mikroskopik yiyecekleri tarıyorlar.        | Open Subtitles |         ينخلون الغذاء المجهري.        | 
|        Yani, "cesedin görünüş olarak mikroskopik ve makroskopik deformasyonları."        | Open Subtitles |         أعني، "مجهري وعياني سمات التشويه والكسر."        | 
|        Gerçeklik kontrolü: beyninde mikroskopik robotlar var. Onunla nasıl savaşacak?        | Open Subtitles |         الحقيقة هي أن هناك آليات مجهريه في دماغها        | 
|        Belki mikroskopik inceleme yapmalıyım.        | Open Subtitles |         لربما يجب أن أعاينهُ بالمجهر        | 
|        Ufak, mikroskopik hücre yuvaları olarak başlayıp, en fazla yarım milimetreküp hacmine dek büyüyebiliyorlar.         | TED |         بل يبدأ كتجمعات من الخلايا الصغيرة الميكروسكوبية و التي لا يمكنها أن تزيد عن نصف ملليميتر مربع في الحجم.         |