| İşimiz bitince kapanış takımı Millicent ve Marty bağlantıları çıkarıp hastayı kapatacaklar. | Open Subtitles | عندما كنا الانتهاء، فريق الختام، ميليسنت ومارتي، سيتم إزالة الموانئ وعلى مقربة. |
| Millicent Bulstrode'un pelerininden aldığım kedi tüyüymüş. | Open Subtitles | لقد كان شعر قطة ذلك الذى وجدته على معطف ميليسنت |
| Bazen de, bir dadı olarak evde köpek bulundurmanın semtin kalitesini düşürdüğüne inanan Millicent teyze gelirdi. | Open Subtitles | وأحيانا كانت هناك العمّة ميليسنت التي شعرت ببعد عن الممرضة التي تنزّل كل نغمة الحي |
| Selam, Chris, seni kızım Millicent ile tanıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | مرحبا , يا كريس أريد من أن تقابل إبنتي , ميلسنت |
| Sorun Millicent, kız arkadaşım, ...ki her an burada olabilir. | Open Subtitles | المشكلة هى , ميليسينت , حبيبتى سوف تكون هنا فى اى ثانية |
| Ve bazen de Millicent Hala vardı... köpeki için bütün komşuların seslerini indirmişti. | Open Subtitles | وأحيانا كانت هناك العمّة ميليسنت التي شعرت ببعد عن الممرضة التي تنزّل كل نغمة الحي |
| Dostum, Millicent aradı, çok depresif göründüğünü ve çatıya çıktığını söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصلت ميليسنت تقول بأنكٍ كنت تبدين مكتئبه وتوجهتي للسطح |
| Saat ilerlemişti. Millicent'ın orada olacağını düşündün. Ondan nefret ediyorsun ya. | Open Subtitles | هذا متأخر , لقد قلت ان ميليسنت يجب ان تبقى هناك , قأنت تكرهينها |
| Ben Mouth McFadden ve yanımda da benden daha çekici daha akıllı sunucu Millicent Huxtable var. | Open Subtitles | أنا ماوث ماكفادن وبجانبي الأكثر جاذبية والاكثر ذكاء في البرنامج, ميليسنت هاكسبل |
| Millicent hastanın nakil için uygun olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ميليسنت تقول إن المريض مناسب لعملية زرع القلب |
| İş deneyimini arttırabildiysem Millicent'a benimle ilgili bir iki güzel söz söyleyebilirsin belki. | Open Subtitles | وإذا كان يضيء الخبرة في العمل الخاص بك، ربما عليك أن تضع في كلمة طيبة مع ميليسنت بالنسبة لي. |
| Millicent robotları gözlemlemek için vizitelere katılacağını söylemişti. | Open Subtitles | ميليسنت قالت انها ستقوم بجولات لمراقبة الروبوتات |
| Millicent dün gece öldürdüğün adama otopsi yapmanı istiyor. | Open Subtitles | ميليسنت تُريدكِ أن تأخذي عينة تشريحية من ذلك الشخص الذي قتلتيه البارحة |
| Olağanüstü yaşlı kız, Leydi Millicent. | Open Subtitles | فتاة عجوز رائعة, السيدة ميليسنت |
| Kusuruma bakmayın, Leydi Millicent. | Open Subtitles | الخنزير القذر .. "أستميحكِ عذراً ليدي "ميليسنت |
| - Leydi Millicent'ın 20 bin sterlini yok. | Open Subtitles | الليدي "ميليسنت" ليس بحوزتها عشرون ألف جنية أو أي مبلغ مثله |
| Leydi Millicent, güçlükle 5 bin sterlinlik bir miktar toplayabilir. | Open Subtitles | الليدي "ميليسنت" ربما بإمكانها بصعوبة جمع خمسة ألاف جنية |
| Kalbimi çalan kadın davasında ise suçlu Millicent Gergich. | Open Subtitles | في حالة الأمرأة التي سرقت قلبي والمجرمه هي ميلسنت غريش |
| Sevgili Millicent, akşam yemeğine gelmiş. | Open Subtitles | عزيزتي ميلسنت, قد جاءت للغداء. |
| Yaptığım işte iyi olduğumu hissediyorum, Millicent. | Open Subtitles | أَشعر بأني جيد في عملي الحالي، ميلسنت |
| Bana başka bir şans daha verirsen, ...seni geri kazanmak için ne gerekiyorsa yaparım, çünkü sen benim en mükemmel yanımdın, Millicent. | Open Subtitles | وأذا أعطيتينى فرصة أخرى سوف أفعل كل شىء لكى أعيدك ألى حياتى لانك أفضل جزء بها , ميليسينت |
| Kaybedecek vaktimiz yok Millicent. Gitmeliyiz. Tamam, işte oldu. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت نضيعه , مليسنت , هيا بنا حسناً , إذا أردت المضي بهذا |