| Veya hiç dert çıkarmayan oğul milyonlarca kilometre uzakta oturuyor. | Open Subtitles | اعرف, لدي الإبن الأروع وهو يعيش على بعد مليون ميل |
| milyonlarca kilometre ötedeki ufka bakıyorsunuz ve tüm gördüğünüz taşmış kanallar ve bu kalın, zengin bataklık arazi. | TED | فأنت تحدق في الأفق في مليون ميل إلى الأمام وكل الذي تراه هو القنوات المغمورة بالمياه والمستنقعات الكثيفة والغنية |
| milyonlarca kilometre giderim bir gülüşüne sen güzellik sen mükemmel kadın çamaşırcı kadın | Open Subtitles | ساسير مليون ميل لاجل ابتسامه واحده منكِ انتِ جميله |
| Sevdiğim herkes milyonlarca kilometre uzaktaymış gibiydi. | Open Subtitles | وكأن كل من أحببته بعيد عني بمليون ميل |
| Eğer biraz şansım varsa Alex bu işten milyonlarca kilometre uzaktadır. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون، (آليكس) بعيدةٌ عن هذا بمليون ميل |
| Evet, şehirden milyonlarca kilometre uzakta gibiydik. | Open Subtitles | كما لو كنا على بعد ملايين الأميال من المدينة |
| Clark'ın uzayda milyonlarca kilometre yol katedişini düşündüm. | Open Subtitles | كنت أفكر في كلارك وهو يسافر ملايين الأميال تلك عبر الفضاء |
| Özellikle de uzayda saatte milyonlarca kilometre hızla giden bir kar topuna konmuşsanız. | Open Subtitles | خصوصاً عندما تكون على كرة ثلج تطير في الفضاء بسرعة مليون ميل في الساعة |
| Buradan milyonlarca kilometre uzaklıktaki sıcak havayla dolu bir yıldız! | Open Subtitles | كرة كبيرة من الهواء الساخن على بعد مليون ميل من هنا |
| Sen buradasın ama kafan milyonlarca kilometre uzakta. | Open Subtitles | لا تكونين هنا أعني, أنت هنا بالفعل ولكنك على بعد مليون ميل من هنا |
| Ev milyonlarca kilometre uzakta hissettirdiğinden sanırım burada takılsam iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد أنى سأقضى وقتى هنا بما أن الديار تبعد قرابة مليون ميل |
| Gözünü dikmiş size bakardı aklı milyonlarca kilometre uzaktaymış gibi. | Open Subtitles | انه يحدق مباشرة من خلالك وكأن عقله على بعد مليون ميل |
| milyonlarca kilometre uzakta. | Open Subtitles | انها بعيدة مليون ميل انها هراء |
| Uzayda milyonlarca kilometre katettikten sonra kutupların manyetik çekimine kapılan güneş rüzgârları Dünya'nın atmosferiyle çarpışıyor. | Open Subtitles | بعد السفر ملايين الأميال عبر الفضاء، الرياح الشمسية المنجذبة بفعل تأثير مغناطيس القطبين، تصطدم مع الغلاف الجوي الأرض |
| milyonlarca kilometre uzakta olsakta, nasıl oluyorsa, sanki yakınımda gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لكن بالرغم من أن ملايين الأميال تفصلنا لكن بطريقةٍ ما، أَشْعر بأنّها قريبة مني |
| Uçağımın düşeceğinden, yaşamak istediğim hayatın memleketimden milyonlarca kilometre uzakta bir alev topu içinde sona ereceğinden korkuyordum. | Open Subtitles | الخوف من السقوط. الخوف من أن الحياة التي كنت أريد أن أعيشها ستنتهي في حريق كبير ملايين الأميال بعيداً عن وطني. |
| Sen milyonlarca kilometre uzaktayken sevdiğin insanın ne yaptığını düşünmek korkutucu. | Open Subtitles | إنه مخيف, القلق عن مالذي يفعله الشخص الذي تُحبيه بينما أنتِ على بعد عيدة ملايين الأميال |