| Benim ortak değer dediğim şey: toplumsal bir sorunu bir iş modeli ile ele almak. | TED | هذا ما اسميه مشاركة القيمة: عنونة القضية الاجتماعية بنموذج عمل تجاري. |
| 60 yıldan fazla bir zamandır, psikoloji hastalık modeli ile çalıştı. | TED | حسنا, لأكثر من 60 عاما إهتم علم النفس بنموذج المرض. |
| Masaya bir başka insanın uygun bir modeli ile gelebilmelisiniz. | TED | عليك أن تكون قادراً على المجيء إلى طاولة المفاوضات مع نموذج مناسب لشخص آخر. |
| Sen biraz ozenti modeli ile asiksin saniyordum. | Open Subtitles | فكرت أنت في حالة حب مع بعض نموذج المتمني. |
| Belki onlar bize davranış modeli ile ilgili ipuçları verebilirler. | Open Subtitles | قد تعطينا فكرة عن نموذج سلوكه. |
| Her bir bağımsız işletme sahibi Süperstar Gülüşleri'nin tescilli ürünleri ve dönüşümlü iş modeli ile eriştiği sınırsız potansiyelle diş sağlığı geleceğini yeniden tanımlıyor. | Open Subtitles | كل فرد هو مالك مشروع مستقل باحتمالات لا حدود لها بينما نعيد صياغة مستقبل طب الأسنان مع نموذج عيادة الأسنان الدولية وأدواتهم المبتكرة |
| Ve psikoloji ile ilgili iyi olan şey, Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü'nün yaptığı yaklaşık 30 milyar dolarlık yatırım, hastalık modeli ile ilgili çalışma, psikoloji ile ne demek istediğiniz, 60 yıl önce bu hastalıkların hiçbirinin tedavi edilebilir olmadığıydı - tamamen belirsizlikti. | TED | و الذي كان جيدا فى علم النفس بالنسبة للـ30 مليار التى أنفقت من قبل المعهد الوطنى للصحة النفسية, بالنسبة للعمل على نموذج المرض, عما يعنيه علم النفس, أن خلال الـ60 عاما الماضية لا يوجد مرضا نفسيا واحدا قابلا للعلاج.. كان الأمر برمته عبارة عن ظنون خائبة |
| Destekçinizin öğütleriyle birlikte işi kotaramayıp, ezilebileceğiniz tıbbi bir prosedürdense, düşük gelirli kadınlara böylesi bir düzenleme Jennie'nin modeli ile olabildiğince destekleyici olacaktır. | TED | لذلك بدلاً عن الوضع الطبي الذي قد تعاقبين فيه على عدم التزامك بتوصيات الطبيب -- نوع الإعداد المتاح غالباً للنساء ذوات الدخل المنخفض -- يعتبر نموذج (جيني) داعماً على قدر الإمكان. |