| Moma'da Marina Abramovic'i izlemeye gittim tamamen destek amacıyla gitmiştim aslında. | Open Subtitles | لذا , ذهبتُ لرؤية "مارينا أبراموفيك" في "موما" و صدقاً ظننتُ بأنني ذاهب هنالك لمجرد أن أساندها |
| Bu bizim beslemeye çalıştığımız yepyeni bir aşk ilişkisi, Moma' da. Seed magazininin kurucusu Adam Bly ile birlikte - Seed magazin şimdi bir multimedya şirketi, belki biliyorsunuzdur -- bir sene kadar önce aylık bir salon kurduk tasarımcı ve bilimciler için, ve epey güzel oldu. | TED | إنها علاقة حب جديدة التي نحاول أن نرعاها في "موما" مع "أدم بلاي" مؤسس مجلة "سيد" و هي الآن شركة "ملتي ميديا" التي ربما تعرفونها أسسنا منذ سنة ندوة شهرية بين المصممين و العلماء، انه شئ رائع |
| - Adı Minnie ya da Moma. | Open Subtitles | اسمها مثل ميني أَو موما |
| İşte ben de bunu çok ilginç buluyorum; Video oyunlarına Moma koleksiyonunda yer vermemizle birlikte gelen tepkilerden bahsediyorum. | TED | وهذا بالفعل ما وجدته مثير للفضول حول ردود الفعل التي أجريناها جراء تنصيب ألعاب الفيديو في مجموعة متحف الفن الحديث. |
| Moma'da olmasını ve Moma tarafından alıkoyulmasını istemiyorum. | TED | أنا لا أريد أن يكون في متحف الفن الحديث ويمتلكها متحف الفن الحديث. |
| Yani koleksiyonda olmasına rağmen, Moma, havayoluyla bir anlaşma yapacak ve Boeing 747 uçmaya devam edecek. | TED | لذلك فمن حيث يجعل عملية استحواذ متحف الفن الحديث ذلك ترتيبا مع شركة طيران ويبقى بوينغ 747 تحلق. |
| Moma ve Danijela'nın yanına. | Open Subtitles | سأذهب إلى بيت موما ودانجيلا |
| Moma'yla Danijela'nin yanına gitti. | Open Subtitles | -لقد ذهبت إلى بيت موما ودانجيلا |
| Pardon ama neden benimle buluşmak için Moma'da değilsin? | Open Subtitles | عذراً لماذا لم تكن في (موما) لملاقاتي؟ |
| Sen neden benimle buluşmak için Moma'da değilsin? | Open Subtitles | ولماذا لم تكوني في (موما) لملاقاتي؟ |
| Belki Moma'ya götürebilirdim. | Open Subtitles | ربما علي الذهاب لمتحف "موما |
| İçeri gel, Moma! | Open Subtitles | هيّا موما |
| Gidelim Moma. | Open Subtitles | موما ، لنذهب |
| Sonra da Moma tarafından alındı. | Open Subtitles | (ومن ثم تم طلبه من قبل (موما |
| Böyle bir sergi sayesinde Moma'daki 13 yılım boyunca düşündüklerimi daha da iyi anladım. | TED | لكن معرضاً مثل هذا جعلني أفهم أكثر مما كنت أفكر به لمدة 13 عاماً ، حتى منذ أن حصلت على متحف الفن الحديث. |
| İşim tüm dünya üzerindeki müzelerde örneğin; Moma. | TED | عملي في المتاحف في كل أنحاء العالم، مثل متحف الفن الحديث. |
| Şu anda Moma'da bu sergisi var, bazı erken işlerin bazılarının sergilendiği, Moma'da, duvarlarda. | TED | إنها تقدم عرض الآن في "متحف الفن الحديث" حيث أن بعض هذه الأعمال هنا يتم عرضها على جدران "متحف الفن الحديث" |
| Bu yüzden bugün size tasarım çağı hakkında konuşuyorum ve tasarım çağında tasarım; hâlâ hoş mobilyalar, hâlâ posterler, hâlâ hızlı arabalardan ibaret, bugün Moma'da gördüğünüz şeyler. | TED | لهذا السبب أنا أتحدث إليكم اليوم عن عصر التصميم، وعصر التصميم هو ذاته في أي تصميم لا يزال الأثاث جذاب، لا تزال ملصقات، لا تزال سيارات سريعة، ما تراه في متحف الفن الحديث اليوم. |
| Ve parlak zırhlı şövalyem, John Maeda, herhangi bir teşvik olmadığı halde, video oyunlarının neden Moma'ya ait olduğu yönünde bu büyük iddiayla çıkageldi. | TED | هكذا فارسي في درعه اللامع، جون مايدا، دون أي الأوامر، خرج بهذا الإعلان الكبير حول لماذا تنتمي ألعاب الفيديو إلى متحف الفن الحديث. |
| Yani daha önce de oldu, ve gelecekte de olacak ama şu an için söyleyebilirim ki, Pac-Man'in Moma koleksiyonunun bir parçası olmasından dolayı çok gururluyum. | TED | إذا قد حدث من قبل، و ذلك سيحدث في المستقبل، ولكن الآن يمكن أن أقول لكم أنني جدا ، فخور بذلك لتكون قادراً على مناداة باك مان كجزء من مجموعة متحف الفن الحديث. |