| mucizenin ilk elden tanığısın. | Open Subtitles | هذا الذي الشاهد المعجزة المدهشة من المصدر الأصلي؟ |
| sonra herkesin bu mucizenin farkına varamayacağının izlenimini bıraktı bende. | Open Subtitles | ثم لفت انتباهي أنه ليس الجميع يحترمون هذه المعجزة |
| Bunca yil sonra, boyle bir mucizenin gerceklestigine inanamiyorum. | Open Subtitles | فقط لا استطيع تصديق هذه المعجزة بعد كل هذه السنين |
| Oraya arabayı sarsan bir yoldan gidip bir mucizenin gerçekleşmesini umacağız. | Open Subtitles | يتوجب علينا أخذ توصيلة وعرة إلى المول و نأمل حدوث معجزة |
| Ancak unutmayın ki gerçekten de mucizenin ve harikanın çağında yaşıyoruz. | TED | لكن تذكر فقط، نحن نعيش حقا في عصر معجزة وعجب. |
| Sanırım bu mucizenin devam etmesini sağlayacak bir yol buldum. | Open Subtitles | اعتقد ان علي ان اجد طريقه لكي اجعل المعجزه تستمر |
| mucizenin dünyaya yeniden geldiğini görmek için gece gündüz gelecekler. | Open Subtitles | سيأتون ليلاً ونهاراً ليرون العجائب التي ولدت في هذا العالم مجددا ً |
| Bir sonraki mucizenin, gülümsemenin ya da dileğin nerede gerçekleşeceğini bilemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تعلم من أين ستأتي المعجزة التالية، الإبتسامة التالية و الأمنية القادمة |
| Yani, bir sonraki mucizenin nereden geleceğini hiçbir zaman bilemiyorsun. | Open Subtitles | أَعْني، أنت لاتعلمين أبداً من أين ستأتي المعجزة القادمة |
| O zamana kadar tek yapmamız gereken arkamıza yaslanmak ve bu küçük mucizenin bizi büyülemesini izlemek olacak. | Open Subtitles | حتى ذلك الحين ، كل ما نحتاج فعله هو أن تسترخي و نشاهد هذه المعجزة الصغيرة تبهرنا |
| Çünkü seni, mucizenin nasıl başladığını bilen tek adama götüreceğim. | Open Subtitles | لأني سآخذك للوحيد الذي يعرف كيف بدأت المعجزة |
| Çünkü seni, mucizenin nasıl başladığını bilen tek adama götüreceğim. | Open Subtitles | لأني سأخذك للرجل الوحيد الذي يعرف كيف بدأت المعجزة |
| Bazı TV programları, mucizenin bir virüs olduğunu bazı internet siteleri de salgın olduğunu söylemişler. | Open Subtitles | خبـر في التلفـاز قال بأن المعجزة فيروس ومـوقـع آخر قال بأنـه الطاعـون |
| Bu yeni mucizenin ben de bir parçası olmalıydım. | Open Subtitles | كان يجب أن أكون جزءاً من تلك المعجزة الجديدة |
| Sana mucizenin ne olduğunu söyleyeyim. İşe yarayan bir doğum kontrol yöntemi. Lanetleneceğim. | Open Subtitles | سأخبرك بأنها معجزة تحديد النسل هو ماستفعله لقد أنتصرت |
| Herkes bir mucizenin parçası olmak ister. | Open Subtitles | وأنا سأجعلها تشفيني, وستكون جُزءاً من معجزة |
| Jack'e göre, mucizenin nasıl başladığına daha da yaklaşmasını sağlayan bir işaret. | Open Subtitles | بالنسبة إلى جاك , هذه إشارة واضحة إلى أنه بدأ يقترب من فهم معجزة بدء الحياة |
| Kafanızı korur, ayakta durmak için elinizden geleni yaparsınız, en çok da bir mucizenin gerçekleşmesini dilersiniz. | Open Subtitles | إحمي رأسك وإفعل ما تستطيع لتظل واقفاً علي قدميك وأهم ما في الأمر أن تدعي لحدوث معجزة |
| Bu, sürekli değişen bir doğal mucizenin harika hikayesi Büyük Set Resifi'dir. | Open Subtitles | هذه القصة المدهشة المتغيرة باستمرار هي معجزة الطبيعية, الحاجز المرجاني العظيم. |
| Bu mucizenin gerçekten de olduğunu sen nereden biliyorsun? | Open Subtitles | لماذا تعتقد أن هذه المعجزه فعلا ً موجوده؟ |
| 7 mucizenin neden bende etkili olmadığını artık biliyorum. | Open Subtitles | الان انا اعلم لماذا العجائب السبعة لم تفعل شيئ لي |
| Belki de bu kız, senin mucizenin ait olduğu kişidir. | Open Subtitles | ربما هذه الفتاة هي الشخص الذي يحقق معجزتك. |
| Oğlum, beni ayakta tutan mucizenin adıydı. | Open Subtitles | كان المُعجزة التي أبقتني على قيد الحياة |
| Muhteşemlerdi. Senin tiyatron ise mucizenin ve sihrin yeriydi. | Open Subtitles | بل كانت أياماً عظماء، ومسرحكُ ذلك كان موطناً الأعاجيب |
| Michelle bu mucizenin gerçekleşeceğine inanıyor ve birşeyler hatırlayana kadar da durmayacak. | Open Subtitles | ميشيل تصدق بِأَنَّ هذه المعجزةِ سَتَحْدثُ. |