Şefe iletirim. Bu onu mutlu edecektir. | Open Subtitles | -أتا متأكده أن الطباخ سيسعد بسماع هذا |
Sizin katılmanız herkesi çok mutlu edecektir. | Open Subtitles | أعنى، الجميع سيسعد إذا قدمت |
Pekâlâ, bu onu mutlu edecektir. | Open Subtitles | حسناً، هذا سيسعده. |
Onu mutlu edecektir. | Open Subtitles | سيسعده ذلك. |
Medyanın bu konudaki heyecanı seni mutlu edecektir. | Open Subtitles | ستكون سعيداً عندما تسمع أن أجهزة الإعلام مهتمة بهذا الخصوص |
Yanlış yönlendirilmiş gençlerimizin gizli bir enstitüde tutulduğunu bilmek seni mutlu edecektir. | Open Subtitles | ستكون سعيداً حين تعرف أن مراهقينا الضالين... محبوسون في منشأة إصلاح سرية دون فرصة للهروب. |
Dinle, paranın tamamen boşa gitmediğini bilmek seni mutlu edecektir. | Open Subtitles | أستمعي، أنتِ ستسعدين لمعرفتكِ بأن مالكِ لم يبذر بالكامل |
"Bay Pitt için vazgeçilmez biri haline gelmem seni mutlu edecektir. | Open Subtitles | "ستسعدين لسماعك أنني أظنني وجدت طريقة تجعلني ضرورية جداً لسيد "بيت" |
Bence bu Damon'u çok mutlu edecektir. | Open Subtitles | أظنّ هذا سيسعد (دايمُن) كثيرًا |
Bu Joe'yu mutlu edecektir. | Open Subtitles | لابد وأن هذا سيسعد (جو) |
Tam şu anda avukatlarımın Sebastian Venable Vakfı'nda, sanat ve bilimin sınırlarını zorlayan ancak mali sıkıntıları olan sizin gibi gençlere para yardımı yapmak konusunda çalıştıklarını bilmek sizi mutlu edecektir. | Open Subtitles | ستكون سعيداً إذا عرفت أن فى هذه اللحظة أن المحامون يعملون على المؤسسة "التذكارية ل " سيباستيان فينابل لدعم عمل الشباب مثلك |
O zaman babanın seni bana verdiğini bilmek sizi mutlu edecektir. | Open Subtitles | إذن ستسعدين عندما تعرفين أن والدك قبلني كزوج لكِ |