| Ve iyi şeyler olmadığında hayal kırıklığına uğramazsak ve olduklarında güzel bir sürpriz olursa, mutlu oluruz. | TED | وإذا لم نصب بخيبة أمل لعدم حدوث الخير، ونتفاجأ فنسرّ بحدوثها، عندها سنكون سعداء. |
| Kendi pisliğimiz içinde yavaşça ölmeyi bekleriz fakat sonunda mutlu oluruz. | Open Subtitles | سنجوع كلنا ببطء حتى الموت لكن سنكون سعداء |
| Çocuk sakallı doğmadığı sürece mutlu oluruz yani. | Open Subtitles | ما دام هناك طفل لم يولد بلحية سنكون سعداء |
| Başkanın işlerini yapmaktan her zaman mutlu oluruz. | Open Subtitles | ماذا يتطلع لفعله آنفاً في سجل أولوياته سيسعدنا فعله |
| Bu işi ne kadar çabuk halledersek, hepimiz o kadar mutlu oluruz. | Open Subtitles | كُلما أسرعنا في الانتهاء من هذا سنكونُ كُلنا سُعداء |
| Eğer Polonya'ya olan seyahatini ertelemeyi düşünürsen bizimle biraz daha vakit geçirmene mutlu oluruz. | Open Subtitles | إذا كنت تهتم ل تأجيل السفر إلى بولندا كنا نحب أن يكون لك البقاء معنا لكسب الوقت. |
| Tamam, peki, başta fakir, ama mutlu oluruz. | Open Subtitles | حسناً، بالتأكيد سنكون فقيرين في البداية لكن سنكون سعيدين |
| Birlikte olduğumuz sürece her yerde mutlu oluruz. | Open Subtitles | طالما جميعنا سوية، سنكون سعداء أيًّا كنا. |
| Şimdi, teşkilatın bir çeşit istek listesi hazırlarsa onu direk majesteye sunmaktan mutlu oluruz. | Open Subtitles | إذا أردت أن تكتب لائحة بالطلبات... سنكون سعداء أن نقدمها لجلالتها... |
| Bence ikimiz de kendi arkadaşlarımıza dönersek daha mutlu oluruz. | Open Subtitles | ... و أظن أننا سنكون سعداء إن عدنا أصدقاءاً |
| Umarım burada mutlu oluruz. | Open Subtitles | متأكدٌ من أننا سنكون سعداء جداً هنا |
| Bu şekilde ikimiz de mutlu oluruz. | Open Subtitles | بهذه الطريقة سنكون سعداء |
| Ve biz de sonunda mutlu oluruz. | Open Subtitles | عندها سنكون سعداء أخيرا |
| Çok üzgün olmanı anlıyorum ama bize katılıp Slim'i yakalamamıza yardım etmek istersen seni aramızda görmekten mutlu oluruz. | Open Subtitles | "باك", انا اعرف انك مستاء... لكن, اذا اردت الانضمام الينا... ومساعدتنا فى القبض على "سليم" سنكون سعداء بوجودك. |
| Hayır, sanırım uyarıcılar olmadan da yarın Merrin ile yeterince mutlu oluruz. | Open Subtitles | كلا. أظن أنني و (ميرين) سنكون سعداء بما يكفي غداً دون أي مُنشطات، أتمنى ذلك |
| Sherlock ve ben bir göz atmaktan mutlu oluruz. | Open Subtitles | أنا و(شارلوك) سنكون سعداء بأن نلقي نظرة. |
| Bunun yanısıra, bu gemideki çoğumuz kariyerinin tam boğazından kesildiğini görmekten mutlu oluruz. | Open Subtitles | بالإضافة لذلك، فالعديد منا على متن هذه السفينة سيسعدنا رؤية مهنته تنتهي عند عنقه |
| Hepimiz burada güvende oluruz. Sonsuza kadar mutlu oluruz. | Open Subtitles | جميعنا سنكون بمأمنٍ هنا، سوف نكون سُعداء... |
| Evet, büronun neye ihtiyacı varsa yardımcı olmaktan her zaman mutlu oluruz. | Open Subtitles | نحن سُعداء دوماً لتقديم المساعدة. |
| Seni ağırlamaktan mutlu oluruz. | Open Subtitles | نحب أن تكون معنا. |
| Olabilir de olmayabilir de. Belki de çok mutlu oluruz. | Open Subtitles | ربّما، وربّما لا، وربّما سنكون سعيدين جداً. |