| Ancak şu anda sadece nükleer santralin içiyle sınırlı. | Open Subtitles | هذا صحيح. لكن هذا حاليًا يقتصر على محطة الطاقة نفسها. |
| Yine de, hiç değilse nükleer santralin yanındaki halkı tahliye etmeliyiz. | Open Subtitles | لكن... يجبُ علينا على الأقل إخلاء السُكان القريبين من محطة الطاقة. |
| Ben nükleer santralin şefi Pak Pyeong Seop. | Open Subtitles | أنا مُدير محطة الطاقة النووية، بارك بيونغ سوب. |
| Ben de nükleer santralin içindeydim! | Open Subtitles | لقد كُنت أيضًا في محطة الطاقة. |
| Acil bir durum olur ve nükleer santralin bütün elektriği kesilirse bu küçük üfleyici durur ve donmuş tuz tıpa erir ve reaktörün içindeki sıvı florür yakıt bir boru hattıyla tanktan boşalarak drenaj tankı denen başka bir tankın içine akar. | TED | عند حدوث أمر طارئ وفقدان كل الطاقة في محطة الطاقة النووية فسيتوقف المنفاخ الصغير عن النفخ وينصهر المقبس ذو الملح المجمد أما وقود الفلوريد السائل داخل المفاعل فيرشح خارج الوعاء عبر الخط إلى وعاء آخر يدعى خزان التصريف. |
| - nükleer santralin oradan geldi. | Open Subtitles | لقد أتى من محطة الطاقة هُناك. |