| John Hatcher. narkotiğin gizli operasyonlarında çalışıyordu. | Open Subtitles | انه جون هاتشر هو كان خبير لحل المشاكل لدى مكافحة المخدرات |
| Sözlerimi bitirirken, bunu hem polisin hem de narkotiğin çok ciddiye aldığımızı söyleyebilirim. | Open Subtitles | ختاماً، استطيع اخباركم اننا نأخذ هذه القضية على محمل الجد. قسم شرطة البوكركي متحدة مع ادارة مكافحة المخدرات. |
| narkotiğin dosyası ayrıntılı değil. | Open Subtitles | إدارة مكافحة المخدرات لم تحدد ذلك بملفاتها |
| Her sene narkotiğin eğlence koşularına sponsorluk yapıyor. | Open Subtitles | يدعم الماراثون الخيري بمكافحة المخدرات سنوياً. |
| Söylediğim gibi sadece teori ama narkotiğin sürekli bahsettiği Bay X'in disiplinli, organize ve dikkatli olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | -حسناً، إنّها مُجرّد نظريّة كما قلت ، لكن السيّد "المجهول" هذا الذي تستمرّ وكالة مُكافحة المُخدّرات بالتحدّث عنه... إننا نعلم أنّه مُنضبط، ومُنتظم، وهو حذر. |
| Şanslısın kimliği belirledik. narkotiğin elinde hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أتمنى لك الحظ في إيجاد هويته وكالة مُكافحة المُخدرات لا تعلم شيء |
| Bu faturalardan bazıları narkotiğin soruşturmasında bulunmuş. | Open Subtitles | بعض هذه الفواتير أثارت التّحقيقات في مكتب المدّعي العام |
| Geçen gün narkotiğin ağır toplarıyla bir toplantıya katıldı. | Open Subtitles | ذاك اليوم كانت لديه قضيّة ذات أهميّة مع عملاء مكافحة المخدّرات |
| narkotiğin veri tabanını arattıktan sonra, yerel polis dosyalarına geçtik. | Open Subtitles | لذا ، و بعد أن خرجنا صفر اليدين من مراجعة قاعدة بيانات إدارة مكافحة المخدرات تحولنا إلى ملفات الشرطة المحلية |
| narkotiğin onu yalnız bıraktığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن ضباط إدارة مكافحة المخدرات تركوها وحدها |
| narkotiğin en büyük kabusu bu suratın orada burada gözükmesi. | Open Subtitles | أسوء كابوس لإدارة مكافحة المخدرات هو هذا الوجه إذا ظهر للعامّة |
| Beş yıl önce, narkotiğin en ünlü etkin ve tehlikeli memurlarından biriydim. | Open Subtitles | منذ5 سنوات.. كنتالاكثرشهرة.. انشط و اخطر ضابط فى مكافحة المخدرات |
| narkotiğin olay hakkında hiçbir bilgisi yok. | Open Subtitles | ولا يملكون مكافحة المخدرات أدنى فكرة عمّا حدث. |
| narkotiğin kartel hakkında bildiklerine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | إننا نحتاج لما يمتلكه جهاز مكافحة المخدرات ضد تلك العصابات. |
| narkotiğin bankamıza girip paramızı çalacağını ve bizim de cezasını vermeyeceğimizi mi sandın? | Open Subtitles | هل تعتقد أن وكالة مكافحة المخدرات يمكنها الدخول لمصرفنا بسهولة و تسرق مالنا و لن نتصرف؟ |
| Jersey'deki narkotiğin laboratuvarı aynı böyle kokardı. | Open Subtitles | إن المختبرات التي كانت تداهمها وحدات مكافحة المخدرات رائحتها كهذه تماماً |
| Her sene narkotiğin eğlence koşularına sponsorluk yapıyor. | Open Subtitles | يدعم الماراثون الخيري بمكافحة المخدرات سنوياً. |
| narkotiğin baskın yapacağına dair isimsiz bir tüyo almışlar mı sor. | Open Subtitles | تأكد من أنه إستقبل معلومات بشأن وجود غارة من وكالة مُكافحة المُخدرات |
| Senin de yardımcı savcıyla görüşmene bakılırsa narkotiğin de bu olayla bir ilgisi var gibi duruyor. | Open Subtitles | والحقيقة هي أنّك كنت ... كنت تتقابل مع مكتب المدّعي العام وتقول لي بِأن وِكالتك مُهتمّة بهذا الأمر |
| Geçen gün narkotiğin ağır toplarıyla bir toplantıya katıldı. | Open Subtitles | ذاك اليوم كانت لديه قضيّة ذات أهميّة مع عملاء مكافحة المخدّرات |