| Ona nasıl baktığını gördüm, gözümden kaçtığını sanma. | Open Subtitles | لقد رأيتك كيف تنظر إليها لاتعتقد بأني لاأشاهد |
| Hamile olduğunu öğrendiğinde, ona nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت الطريقة التي نظرت اليها عندما اكتشفت انها حامل |
| Değneklerinin üstünden sana nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت كيف تنظر إليك وهي تسير بالمشاية |
| James Levay'e nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت الطريقة التي ينظر بها إلى جيمس ليفاي |
| Hayatını bağışladığında ona nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت طريقة نظرك إليها حين عفوت عن حياتها |
| Ona nasıl baktığını gördüm ve bu normal değil! | Open Subtitles | لقد رأيت الطريقة التي تنظر بها إليها |
| - Yavrunun sana nasıl baktığını gördüm. Bir şey söylemiş olmalı. | Open Subtitles | لقد رأيت الطريقه التى تنظر بها الفتاه اليك ، لابد وانها قالت شىء |
| Tabağıma nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | رأيت طريقة نظرتك لطبق طعامي. |
| Ona nasıl baktığını gördüm. Aynı Ed'in sana baktığı gibi. | Open Subtitles | لقد رأيت كيف تنظرين اليه بنفس الطريقة التي ينظر بها لك |
| Sonra büyük şehre taşındığımda bu dünyada herkesin bana nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | وعندما انتقلت الي هنا هذا العالم، عندما رأيت كيف ينظر الجميع إلي |
| Ciddi misin? Sana nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | (لقد رأيته كيف ينظر إليكِ (بيتى صدقينى ، انا اعرف تلك النظرة |
| Hayır! Ona nasıl baktığını gördüm! | Open Subtitles | كلا ، إني أرى الطريقة التي تنظر بها إليها |
| Babana nasıl baktığını gördüm. Benden veya ondan korkmana gerek yok. | Open Subtitles | أرى نظراتك لأبيك، لستَ مضطرًّا للخوف منّي أو منه. |
| Bana nasıl baktığını gördüm Manolo. | Open Subtitles | "ـ أنا أفهم معنى نظراتك لى يا "مانولو |
| Otoparkta ona nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتك كيف تنظر إليها في مرآ السيارات. |
| Hadi oradan, Laurel'a nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | أوه, من فضلك, لقد رأيتك "كيف تنظر ل "لوريل |
| O gün kilisede bana nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت الطريقة التي نظرت إليّ بها بذلك اليوم بالكنيسة |
| Ona bir piyanist bulacağım sadece. Hadi ama ona nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | رأيت الطريقة التي نظرت إليها بها |
| Ona nasıl baktığını gördüm, onun sana nasıl baktığını da. | Open Subtitles | لقد رأيت كيف تنظر إليها و كيف تنظر هي إليك. أنا أعرف هذه النظرة |
| Birlikte olduğunuz zaman sana nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت كيف تنظر إليك عندما تكونا سوية |
| jennifer başka yere bakarken ona nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت الطريقة التي ينظر بها إليها خلسة |
| Ona nasıl baktığını gördüm, John. | Open Subtitles | لقد رأيت طريقة نظرك إليها يا(جون)ـ |
| Geçen geceki Blair Wladorf'un partisinde Serena Van Der Woodsen'a nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | "رأيت الطريقة التي تنظر بها إلى "سيرينا فان ديرودسن في حفلة "بلير والدروف" تلك الليلة |
| - Yavrunun sana nasıl baktığını gördüm. Bir şey söylemiş olmalı. | Open Subtitles | لقد رأيت الطريقه التى تنظر بها الفتاه اليك ، لابد وانها قالت شىء |
| Evet, yapardın. Boo'ya nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | أجل، ستختارين (رأيت طريقة نظرتك إلى (بو |
| Ona nasıl baktığını gördüm, eğer ona aşık oluyorsan sadece onunda buna istekli olduğundan emin ol. | Open Subtitles | وقد رأيت كيف تنظرين إليه، إنكنتِتعجبينبه... فرجاء، تأكدي من أنه شغوف تجاهكِ |
| Bugün sana nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | رأيت كيف ينظر إليكِ اليوم |
| Sana nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | رأيته كيف ينظر إليك |
| Bana nasıl baktığını gördüm ve kaybettiğin bu kişi haline nasıl geldim bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا أرى الطريقة التي تنظر إلىّ بها ولا أعلم كيف يُمكنني أن أكون الشخص الذي فقدته |
| Babana nasıl baktığını gördüm. Benden veya ondan korkmana gerek yok. | Open Subtitles | أرى نظراتك لأبيك لستَ مضطرًّا للخوف منّي أو منه |
| Bana nasıl baktığını gördüm Manolo. | Open Subtitles | "ـ أنا أفهم معنى نظراتك لى يا "مانولو |
| Ona nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | و أري كيف تنظر إليها |