| Teknik olarak, benim yetki alanımdasın ve Ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | بشكلٍ فنّي، إنّك داخل نطاق سُلطتي، وإنّك تعرف ما عليك فعله. |
| Ama dinle, onun sana Ne yapman gerektiğini söylemesine gerek yok. | Open Subtitles | لكن اسمعي ، لستِ بحاجتها لتخبرك ما عليك فعله |
| Sana Ne yapman gerektiğini her an söyleyen bir adamla bir ömür geçirmek ne demek hiç bir fikrin var mı? | Open Subtitles | هل لديك أيّ فكرة كيف يكون الوضع عندما تملك رجل كهذا يخبرك ما عليك فعله طوال الوقت؟ |
| Şimdi neden acı duyduğumu ve Ne yapman gerektiğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | الآن سأخبرك عن سبب حزنى و ما يجب عليك فعله |
| Kendi güvenliğin için Ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين ما عليكِ فعله من أجل حمايتكِ الشخصية |
| Yaşadığını biliyorum. Hadi bebeğim. Ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنا أعلم إنها بالخارج أنت تعلم ما عليك فعله |
| ! Eğer oğlunu geri istiyorsan, Ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | إن أردت استعادة ابنك، تعلم ما عليك فعله. |
| - sanırım Ne yapman gerektiğini biliyorsun. - evet. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعرف ما عليك فعله نعم |
| Eğer dostum isen, Ne yapman gerektiğini biliyorsun eğer düşmanımsan, yaşamak için kaçmalısın. | Open Subtitles | إذا أنت صديق تعرف ما عليك فعله |
| O ödülle Ne yapman gerektiğini biliyorum, Jenna. | Open Subtitles | أعلم ما عليك فعله بتلك الجائزة جينا. |
| O zaman Bayan Boa Vista, Ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | إذاً آنسة " بوافيستا " تعلمين ما عليك فعله |
| Demek, Ne yapman gerektiğini biliyorsun. Evet, ne yapmam gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | إذاً تعرف ما عليك فعله - نعم ، أعرف ما عليّ فعله - |
| İçindeki o şeyden kurtulmak için Ne yapman gerektiğini anlıyor musun? | Open Subtitles | تفهم ما يجب عليك فعله للتخلص من ذلك الشيء الذي بداخلك؟ |
| İkinizi de huzura erdirmek için Ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم ما يجب عليك فعله لتحصلا أنتما الإثنان على بعض الطمأنينة |
| Bence bu günahını telafi etmek için Ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ تعرفين ما عليكِ فعله للتكفير عن تلك الخطيئة |
| Takada-san, şu andan itibaren Ne yapman gerektiğini biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تاكادا-سان ، أنت تعلمين ما عليك القيام به من الآن ، أليس كذلك؟ |
| Kimsenin sana Ne yapman gerektiğini söylemesini istemiyorsun. | Open Subtitles | أنت لاتريد أي شخص أن يقول لك ما يجب أن تفعله |
| Belki de bu yüzden halan Ne yapman gerektiğini söylemiştir. | Open Subtitles | ربما لهذا السبب أخبرتك عمتك ماعليك فعله |
| Sana söylüyorum, Ne yapman gerektiğini bilmiyorsun, ne desem doğru olmaz? | Open Subtitles | أؤكد لك، أنّك لا تعرف ما الذي تفعله، ما العمل الجيد لأخبرك بهِ؟ |
| Ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم ما عليكَ فعله |
| - Burada duracaksın, sana Ne yapman gerektiğini söyleyecekler. | Open Subtitles | البقاء هنا. انا اقول لكم ما يجب القيام به. |
| Sana Ne yapman gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك بما عليك فعله |
| Ne yapman gerektiğini sana anlatacağım. | Open Subtitles | انا اخبرك ماذا يتوجب عليكى فعله |
| Step, Ne yapman gerektiğini sana söylemek istemem ama bu konuyu iyi düşünmeni isterim. | Open Subtitles | ستيب , لا اريد ان اقول لك ما تفعل لكن اريدك ان تفكر بهذا جيداً |
| Ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف ما يجب عليك القيام به. |
| Sana Ne yapman gerektiğini söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أخبرك ما يتعين عليك فعله |
| Eğer doğruysa Ne yapman gerektiğini biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعلمين ما يتوجب عليك فعله لو كان الأمر صحيحاً، أليس كذلك؟ |