| Her şey teke tek hallediliyordu. Paulie toplantılardan nefret ederdi. | Open Subtitles | كل شيء كان رجل مقابل رجل بولي كان يكره المؤتمرات |
| Herkesten nefret ederdi, herkes de ondan. | Open Subtitles | إنه يكره جميع من في المملكة وجميع من في المملكة يكرهونه |
| Annemden nefret ederdi ama... bu doğal çünkü herkesten nefret ederdi. | Open Subtitles | .لقد كرهت أمي هذا ليس بغريب لأن .جدتي تكره كل الناس |
| Babam vakıflardan nefret ederdi. Kendi başına yapmaya bayılırdı. | Open Subtitles | كره أبّي المؤسسات أحبّ القيام بالعمل لوحده |
| Babam liberallerden nefret ederdi. Daha çok komünist saflarda yer alırdı. | Open Subtitles | لا , والدى كان يكره الليبراليين هو اتخذ الخط الشيوعى فى الاساس |
| Onunla hiçbir bağı olmadı. Çocuklardan nefret ederdi. | Open Subtitles | لم يكن لديها اي اتصال به كان يكره الأطفال |
| Klostrofobisi vardı, boğulmaktan müthiş korkardı, ve tatlılardan nefret ederdi. | Open Subtitles | كان يعانى الخوف من الاماكن المغلقة وخوف رهيب من الغرق وكان يكره الحلويات |
| Askeri üniformasını neredeyse hiç çıkarmaz, politik reform fikrinden nefret ederdi. | Open Subtitles | حتى انه نادراً ما شوهد بدون زيه العسكري وكان يكره فكرة الإصلاح السياسي |
| Fatura ödemekten nefret ederdi. Mide sancıları geçirtirdi. | Open Subtitles | كان دائما يكره أن يدفع الفواتير كانت تجلب له وجع المعدة |
| Okyanus saçlarını kabartıyor diye annem bundan hep nefret ederdi. | Open Subtitles | وامى كانت تكره هذا لان هواء البحر كان يجعل شعرها يبدوا سيئا |
| Ayrıca Susie de benim gibi pazara gitmekten nefret ederdi. | Open Subtitles | وأيضاً مثلي، كانت سوزي تكره الذهاب إلى السوق. |
| Annem fakir züppe olduğu için yemek kuponu kullanmaktan nefret ederdi. | Open Subtitles | كانت أمّي تكره استعمال قسائم الطعام لأنها كانت مغرورة الحيّ |
| Tony başarısız bir şarkıcıydı ve herkes sesinden nefret ederdi. | Open Subtitles | توني كان مغنيا و لكن الجميع كره صوته النشاز |
| Şişman insanlardan ziyadesiyle nefret ederdi ve onlara saldırmaya başlamıştı. | Open Subtitles | وكان لديه كره دفين للاشخاص السمينة ويبدأ بمشاجرتهم |
| Kafiye ve ölçüden nefret ederdi. | Open Subtitles | حسناً ، لقد كره القَافِية و الوَزْن الشِعْرِيّ |
| -Bilmem ki. Karım tek sayılardan nefret ederdi. | Open Subtitles | لا أعلم, لطالما كرهت زوجتي الأرقام الفردية |
| Aslında, evimiz yandığından beri ateşle ilgili her şeyden nefret ederdi. | Open Subtitles | في الواقع، كرهت كل شئ يتعلق بالنيران منذ أن احترق منزلنا القديم |
| Kızını kurtarmak için her şeyi yapabilecek olan bir adam senin dönüştüğün kişiden nefret ederdi. | Open Subtitles | الرجل الذي فعل كل شيء لأنقاذ ابنته إنه سيكره الشخص الذي أصبحت عليه |
| Çünkü baban ondan nefret ederdi, onu ölesiye dövmüştü. | Open Subtitles | لأن والدك كان يكرهه. وفاز تقريبا عليه بالإعدام. |
| Yatakta sürekli dönmemden nefret ederdi. Terapistinin fikriydi. | Open Subtitles | كانت تكرهني عندما كنت اتقلب كانت فكرة طبيبها النفسي |
| Kızım ondan nefret ederdi çünkü gerçek babası değildi. | Open Subtitles | كانت تكرهه . لأنه لم يكن والدها الحقيقي . |
| Korkunçtu adamım. Babam bundan nefret ederdi. | Open Subtitles | كان ذلك سيئا جدا يا رجل أبي كان ليكره ذلك الحطاب |
| Neyse. Frank, o tablodan nefret ederdi. | Open Subtitles | الآن, (فرانك) كرِه تلك اللوحة, أوتعلم؟ |
| Annem, kulübeyi bu şekilde görmekten nefret ederdi. | Open Subtitles | كانت أمي لتكره رؤية الكوخ بهذه الحالة |
| Ama senden daha çok nefret ederdi. | Open Subtitles | ولكنها كرهتك أكثر |
| İskoçya'nın Proresranlıktan döndüğünü biliyorum ama bu adam, John Knox annem ondan nefret ederdi. | Open Subtitles | كنت أعرف أن اسكتلندا تتحول نحو البروتستانتية لكن ، هذا الرجل جون نوكس والدتي كرهته . |
| Senden nefret ederdi, Edward. | Open Subtitles | لقد كرهك يا ادوارد |
| Komşularından korktuğundan çok İngilizlerden nefret ederdi. | Open Subtitles | أبو كاندي راو خاف من جيرانه أكثر كرهه للبريطانيين |